COMPRISING in Turkish translation

[kəm'praiziŋ]
[kəm'praiziŋ]
içeren
containing
including
involving
incorporating
comprising
of pathos
oluşan
oluşan ve
oluşur
consists of
occurs
is made up
form
is composed of
comprises
creates
oluþan
consisting
there will be
comprising

Examples of using Comprising in English and their translations into Turkish

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
The Andean Community(, CAN) is a customs union comprising the South American countries of Bolivia, Colombia, Ecuador, and Peru.
And Milletler Topluluğu( İspanyolca: Comunidad Andina), Bolivya, Kolombiya, Ekvador ve Peru olarak Güney Amerika ülkelerinden oluşan bir gümrük birliğidir.
A medical device comprising a mask that delivers green light through the eyelids while a person sleeps was under development in 2016.
Bir kişi uyurken, göz kapakları boyunca yeşil ışık veren bir maske içeren tıbbi bir cihaz 2016 yılında geliştirilme aşamasındaydı.
The one state, one vote power structure potentially allows states comprising just five percent of the world population to pass a resolution by a two-thirds vote.
Tek devlet-tek oy sistemi, teorik olarak, dünya nüfusunun yalnızca% 8ini oluşturan devletlerin üçte iki çoğunlukla karar geçirmesine olanak sağlar.
The parliamentary elections of March 1995 gave victory to the KMÜ coalition, comprising the Estonian Coalition Party and the People's Union of Estonia Parties.
Mart 1995 parlamento seçimleri, Estonya Koalisyon Partisi ve Estonya Halkı Birliğinden oluşan KMÜ koalisyonuna zafer kazandırdı.
Significant errors can present themselves in ab initio models comprising many electrons, due to the computational cost of full relativistic-inclusive methods.
Tam relativistik-kapsayıcı yöntemlerin hesaplama maliyetinden dolayı, birçok elektron içeren ab initio modellerinde önemli hatalar kendini gösterebilir.
largest religion in Denmark, with Muslims comprising 4% of the population.
Müslümanlar Danimarkanın ikinci büyük dini topluluğunu oluştururlar.
On Monday, the EU General Affairs Council, comprising the bloc's foreign ministers,
Pazartesi günü, bloğun dışişleri bakanlarından oluşan AB Dışişleri Konseyi,
It is a market capitalization weighted index comprising the 35 most liquid Spanish stocks traded in the Madrid Stock Exchange General Index and is reviewed twice annually.
Madrid Borsası Genel Endeksinde işlem gören 35 hisse senedinden oluşan ve her yıl iki kez gözden geçirilen piyasa değeri ağırlıklı bir endekstir.
This time, the three leading opposition parties comprising the For Change coalition failed to agree on a common candidate, and the coalition has fallen apart.
Bu seferde, Değişim Yanlısı koalisyonu meydana getiren muhalefetin başta gelen üç partisi ortak bir aday belirlemekte başarısız oldular ve koalisyon bozuldu.
Tier 1, comprising countries seen as meeting the"minimum standards for the elimination of severe forms of trafficking" lists only 26 nations,
Kaçakçılığın şiddetli biçimlerini ortadan kaldırmak için asgari standartları'' karşılayan ülkelerden oluşan 1. Kademede, 2005 raporundan iki
Birthplace of S.D.N.C. The city of Freeport emerged from a land grant comprising 50,000 acres(200 km2) of swamp and scrub to become a cosmopolitan centre.
Freeport şehri, 50,000 dönümü kapsayan ve kosmopolit bir merkez olmayı imkansız kılan bataklık bir arazinin bağışlanmasından ortaya çıkmıştır.
In March 1935, he became the prime minister of a government of national unity a coalition comprising the three major parties:
Mart 1935te ulusal birlik hükümetinin başbakanı oldu üç önemli partiden oluşan bir koalisyon:
The basic robot, comprising the mobile base and the control system, cost $16,000 in 1990.
Hareket eden tabanı ve kontrol sisteminden oluşan bu basit robotun maliyeti 1990 yılında 16.000 dolar idi.
the Rocky Balboa Citizens' Association, comprising mostly young people from the town, was formed in Zitiste.
Zitistede çoğunluğu kasabanın gençlerinden oluşan Rocky Balboa Halk Derneği kuruldu.
There are twenty-seven compositions overall, comprising two separate collections of twelve, numbered Op. 10
Toplamda 27 tane olan bestelerin onikişerli iki grubu Opus numarası 10
The Parliament, informally referred to as"Holyrood", is a democratically elected body comprising 129 members known as Members of the Scottish Parliament MSPs.
Genel kullanımda'' Holyrood'' olarak adlandırılan parlamento, 129 İskoçya Parlamentosu Üyesinden( İPÜ) oluşan demokratik bir organdır.
Western China, comprising Tibet, Xinjiang,
Tibet, Sincan ve Çinghaydan oluşan Batı Çinin,
the constraints governing the conceptual integrity of the structural model elements comprising that problem domain.
artı kısıtlamalara ilişkin kavramsal bütünlüğü yapısal model elemanları oluşan bu sorun, etki alanı.
Once Solomon's hosts were marched out for him, comprising jinn, humans
Süleymanın cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil olan ordusu toplandı.
multiple times and sends it through a virtual circuit comprising successive, randomly selected Tor relays.
rastgele seçilmiş TOR unsurlarından( TOR relays) oluşan sanal bir ağ üzerinden iletir.
Results: 95, Time: 0.0803

Top dictionary queries

English - Turkish