Examples of using I can barely in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Job, I can barely hear you.
Job, seni zar zor duyuyorum.I can barely get the girl to talk to me.
Kızı kendimle zar zor konuşturttum.I can barely hear you.
Seni zar zor duyuyorum.Fran, I can barely see you.
Fran, seni zar zor görüyorum.I can barely comprehend this.
Bunu zar zor anlıyorum.I can barely read it to myself.
Kendim bile zorla okuyorum. Ve kıpkırmızı oldum.I can barely recognize us, Let alone spot a tiny ferropodous Slithering across the floor.
Bizi zor çıkarabildim. Yerde sürünen ufak bir ferropodousu asla fark edemem.I can barely hear you, Jackson.
Seni zar zor duyuyorum, Jackson.I can barely breathe.
Ben… Zorlukla nefes alabiliyorum.I can barely do this.
Buna bile zor dayanıyorum.I can barely hear him.
Onu zar zor duyabiliyorum.I can barely see you, George.
Seni zar zor görüyorum, George.I can barely pay for the funeral.
Cenazeyi bile zar zor karşılayabiliyorum.I can barely stand.
Ben ayakta zor duruyorum.What? I can barely hear you, Trevor?
Seni zar zor duyuyorum Trevor.- Ne?I can barely see. My eyes.
Ben… Zar zor görüyorum. Gözlerim.I can barely hear you. Juan?
Seni zar zor duyuyorum. Juan?Juan? I can barely hear you.
Juan? Seni zar zor duyuyorum.W-What? I can barely hear you, Trevor?
Seni zar zor duyuyorum Trevor.- Ne?I can barely see. I can… My eyes.
Ben… Zar zor görüyorum. Gözlerim.
