MAINSTREAM in Turkish translation

['meinstriːm]
['meinstriːm]
anaakım
mainstream
mainstream
popüler
popular
popularity
mainstream
yaygın
common
widespread
widely
popular
pervasive
prevalent
extensive
rampant
diffuse
mainstream
genel
general
overall
common
public
generic
universal
global
executive
ana görüşünün
ana akımın
ana akımda
ana akımdan

Examples of using Mainstream in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
No need. I know our music isn't that mainstream.
Gerek yok. Müziğimizin o kadar popüler olmadığını biliyorum.
Mainstream Republican voters were frightened away by the harsh moralism that had taken over their party.
Ana görüşteki Cumhuriyetçi seçmenler partilerini ele geçiren katı ahlakçılıktan oldukça korkmuştu.
Largely excluded from mainstream society, many Romanian gypsies have resorted to criminality.
Toplumun genelinden büyük ölçüde dışlanan çoğu Romanyalı çingeneler suç dünyasına itiliyor.
Mainstream Filipino food is a little way off. I think.
Bence Filipin yemeklerinin yaygınlaşmasına daha çok var.
I'm worried that faith schools in fact encourage separation from mainstream society.
Dini okulların, işin aslı, toplumun genelinden ayrışmayı teşvik ettiğinden endişeliyim.
The mainstream will come to us.
Medya bize gelecek.
How are you going to explain all this to the inquisitor from mainstream control?
Bunları, ana kontroldeki engizisyon üyelerine nasıl anlatacaksın?
A lot of mainstream actors knew who I was.
Pek çok Hollywood aktörü beni tanıyordu.
Knew who I was. A lot of mainstream actors.
Pek çok Hollywood aktörü beni tanıyordu.
In a mainstream American film,
Bir anaakım Amerikan filminde
Yeah, until they find out who I really am. Mainstream?
Popüler mi? Evet, gerçekte ne olduğum anlaşılıncaya kadar?
Mainstream? Yeah, until they find out who I really am.
Popüler mi? Evet, gerçekte ne olduğum anlaşılıncaya kadar.
Trying to get a little more mainstream.
Biraz daha ana akım olmaya çalışıyorum.
A mainstream concept. do think it could be And I actually.
Ve gerçekten bir ana akım konsepti olabileceğini düşünüyorum.
Mainstream parenting's not really our thing.
Sıradan ebeveynlik yöntemleri bize göre değil.
He is so mainstream. I mean, nobody thinks for themselves any more.
Çok sıradan. Yani, artık kimse kendini düşünmüyor.
I want it to be mainstream.
Bunun etkisinde olmak istiyorum.
The role of counterculture is to wake up the mainstream.
Karşı kültürün rolü anaakımı uyandırmaktır.
conversation about it became truly mainstream.
hakkında konuşmak gerçek bir anafikir oldu.
Oh, he's so stupid and mainstream.
Oh, çok aptal ve görüşsüz.
Results: 305, Time: 0.1045

Top dictionary queries

English - Turkish