MUTUALLY in Turkish translation

['mjuːtʃʊəli]
['mjuːtʃʊəli]
karşılıklı
back
in exchange
in
in return
reward
and
respond
response
fight
recompense
iki tarafça
both sides
two parties
two entities
both flanks

Examples of using Mutually in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
If I meet with Tracy Jordan and we mutually agree that this is the worst idea ever, you will back off?
Tracy Jordanla buluşursam ve karşılıklı bunun berbat bir fikir olduğuna karar verirsek vazgeçecek misiniz?
That this is the worst idea ever, you will back off? If I meet with Tracy Jordan, and we mutually agree?
Tracy Jordanla buluşursam ve karşılıklı bunun… berbat bir fikir olduğuna karar verirsek vazgeçecek misiniz?
Sheriff, I'm sure if we work together, we can reach a mutually beneficial solution to our current situation.
Bak Şerif, eminim beraber çalışırsak geçerli durumumuz için karşılıklı yararlı bir çözüme ulaşabiliriz.
After Croatia and Serbia mutually agreed on some level of customs protection for meat and milk manufacturers, BiH found itself unprotected.
Hırvatistan ve Sırbistanın et ve süt üreticilerine bir dereceye kadar gümrük koruması sağlanması konusunda karşılıklı anlaşma sağlamaları sonrasında BH kendini korumasız halde buldu.
The main thing, the main point of all this for me is that we can find mutually beneficial systems for these species.
Tüm bunların benim için asıl önemli noktası şu ki, bu canlılarla karşılıklı fayda sağlayan sistemler bulabiliriz.
Serbia's future"is in a productive and mutually beneficial co-operation" with the EU and NATO, says Alliance Secretary-General Anders Fogh Rasmussen.
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Sırbistanın geleceğinin AB ve NATO ile'' verimli ve karşılıklı fayda sağlayan bir işbirliğine'' dayandığını söyledi.
alliance between Rent-A-Swag and Sweetums could be mutually beneficial.
Sweetums arasındaki anlaşmanın karşılıklı yarar üzerine kurulacağını görürsünüz.
Two or more components can be designed to be complementary and mutually attractive so that they make a more complex and useful whole.
Bu şekilde, iki ya da daha fazla bileşen, daha karmaşık ve kullanışlı bir bütün yapsınlar diye birbirlerini tamamlayıcı ve karşılıklı çekici olmaları için tasarlanabilir.
For the 2009-10 NBA season, Jarić and the Memphis Grizzlies, mutually agreed that Jarić would not attend the team's training camp, or any of their preseason games.
NBA sezonunda, Marko Jarić ve takımı Memphis Grizzlies, Jarićin kamplara ve sezon öncesi maçlara katılmaması konusunda karşılıklı olarak anlaştı.
In 1866, most mid-sized German states had opposed Prussia, but by 1870 these states had been coerced and coaxed into mutually protective alliances with Prussia.
Da orta büyüklükteki Alman devletleri Prusyaya karşı koydular; 1870ten itibaren bu devletler Prusya ile karşılıklı koruyucu müttefiklik kurmak için baskı gördüler ya da ikna edildiler.
In the mutually beneficial relationship made 90% of all the trees and plants on earth are involved possible by the mycelium.
Dünyadaki ağaç ve bitkilerin% 90ı miselyumun mümkün kıldığı… bu karşılıklı yarar sağlayan ilişkiye dahil.
We can reach a mutually beneficial solution to our current situation. Sheriff, I'm sure if we work together.
Bak Şerif, eminim beraber çalışırsak… geçerli durumumuz için karşılıklı yararlı bir çözüme ulaşabiliriz.
To our current situation. beneficial solution we can reach a mutually if we work together, Sheriff, I'm sure.
Bak Şerif, eminim beraber çalışırsak… geçerli durumumuz için karşılıklı yararlı bir çözüme ulaşabiliriz.
Macedonia's route to the EU and NATO is a one-way road: a mutually accepted solution," Greek Foreign Minister Dora Bakoyannis said. Getty Images.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni,''[ Makedonyanın] AB ve NATO yolu tek yönü bir yoldur: karşılıklı kabul edilmiş bir çözüm.'' dedi. Getty Images.
If you look at the contracts before you, you will see that this is a mutually beneficial merger.
Bunun her iki tarafında çıkarına olan bir birleşme olduğunu görürsünüz. Önünüzdeki sözleşmelere bakarsanız.
No mutually acceptable solution means no NATO invitation," she said on Monday.
Bakoyanni Pazartesi günkü konuşmasında,'' İki tarafça kabul edilebilir bir çözüm yoksa NATO üyeliği de yok.'' dedi.
According to paragraph three of the contract, any of Ms. Adler's purchases had to be mutually agreed upon by both parties.
Kontratın üçüncü maddesi gereği Bayan Adlerın aldıkları iki tarafın rızasıyla gerçekleşmeli.
Jacob and Queenie are mutually attracted, though American wizards are forbidden to have any contact with No-Majs.
Queenie ve Jacob birbirlerinden etkilenir, ancak Amerikalı büyücülerin No-Majler ile evlenmesi veya temasa geçmesi yasaktır.
Moscow also opposes any deadlines being set for the negotiations, saying the process should continue until a mutually acceptable solution is reached.
Moskova sürecin her iki tarafça da kabul edilebilir bir çözüme ulaşılana kadar devam etmesi gerektiğini söyleyerek, müzakereler için mühlet verilmesine de karşı çıkıyor.
A frequency distribution shows us a summarized grouping of data divided into mutually exclusive classes
Bir Sıklık Dağılımı bize özet veri gruplamanın karşılıklı olarak özel sınıflara bölündüğünü
Results: 172, Time: 0.0408

Top dictionary queries

English - Turkish