REPAID in Turkish translation

[ri'peid]
[ri'peid]
karşılık
back
in exchange
in
in return
reward
and
respond
response
fight
recompense
borcu ödenmeli
akıtıimaiı
repaid
geri ödedi
pay back
to repay
payback
refund
akıtılmalı
repaid
into the chalice
karşılığını
back
in exchange
in
in return
reward
and
respond
response
fight
recompense
karşılığında
back
in exchange
in
in return
reward
and
respond
response
fight
recompense

Examples of using Repaid in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Jack repaid him by stealing his clients.
Jack onun müşterilerini çalarak borcunu ödedi.
it is too a loan, because Mama repaid it.
John Johnın karavanı yanınca annem onu geri ödedi.
No, it is too a loan, because Mama repaid it when John John's trailer burned down.
Hayır, krediydi çünkü John Johnın karavanı yanınca annem onu geri ödedi.
And the blood repaid. All the scattered pieces of the Aztec gold must be restored.
Etrafa saçılmış tüm Aztek altınları sandığa geri dönmeli… ve kan borcu ödenmeli.
But what if that country were toothless and corrupt… and repaid loyalty with treachery?
Ama ya o ülke, güçsüz ve yozlaşmışsa… ve benim ülkemin bana yaptığı gibi… sadakatin karşılığını ihanetle ödüyorsa?
All the scattered pieces of the Aztec gold must be restored, and the blood repaid.
Etrafa saçılmış tüm Aztek altınları sandığa geri dönmeli… ve kan borcu ödenmeli.
And your kindness was repaid with misery, rule-breaking
Ve karşılığında sizi mutsuz ettiler, kural çiğnediler
But what if that country were toothless and corrupt… and repaid loyalty with treachery… as mine has to me?
Ama ya o ülke, güçsüz ve yozlaşmışsa… ve benim ülkemin bana yaptığı gibi… sadakatin karşılığını ihanetle ödüyorsa?
By that We repaid them because they disbelieved. And do We[thus] repay except the ungrateful?
Nankörlük ettiklerinden ötürü onları böyle cezalandırdık; biz nankörden başkasını cezalandırır mıyız?
I know that God loved you more than all other living creatures… and you repaid his divine love with sin… with hate, corruption, evil.
Tanrının sizi diğer yaşayan varlıklardan daha çok sevdiğini biliyorum ve siz onun ilahi sevgisine günahla karşılık verdiniz nefretle, bozulmayla, kötülükle.
Mozambique-- loans as little as $100 to $500, and 97% repaid.
Mozambikde işe yaradı. 100 Dolarla 500 Dolar arası miktarlar,% 97si geri ödendi.
every soul shall be repaid in full that which it hath earned.
O gün her benlik, kazandığının karşılığını tam almıştır.
You repaid this generous offer by trying to get in my knickers, so I kneed you in the balls, took off those stupid boots and threw you on the sofa,
Sen de bu cömert teklifimi külotumdan içeri girmeyi deneyerek iade ettin. Seni bacak arandan tekmeledim şu aptal çizmelerini çıkarttım
as President of the United States, he wanted America's loans repaid.
Birleşik Devletler Başkanı olarak Amerikanın kredilerinin geri ödenmesini istemişti.
And God repaid her with mutilation.
Tanrı da ona vücudunun bozulmasıyla karşılık verdi.
But he repaid that kindness with murder.
Ama o bu nezakete cinayetle karşılık verdi.
They repaid us with terror and death.
Onlar bunun karşılığını terör ve ölümle ödediler.
Will they be repaid except according to what they used to do?
Bulacakları karşılık, yapıp ürettiklerinden başkası olmayacaktır?
Their labours are repaid by tolerance and respect.
Emeklerine hoşgörü ve saygıyla karşılık veriliyor.
Their efforts have been repaid with brutality and hatred.
Bütün emeklerine, barbarlık ve nefretle karşılık verildi.
Results: 3510, Time: 0.1048

Top dictionary queries

English - Turkish