SPARKED in Turkish translation

[spɑːkt]
[spɑːkt]
yol açtı
kıvılcım
spark
flicker
难道我得为妳详细解释吗
sparker's
kıvılcımını
spark
flicker
难道我得为妳详细解释吗
sparker's

Examples of using Sparked in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Even among ruling coalition partners in Belgrade, Tadic's words sparked concern.
Tadiçin sözleri Belgraddaki iktidar koalisyonu ortakları arasında bile endişe yarattı.
Cardone's representatives-- sparked demonstrations worldwide.
Cardoneun temsilcileri… dünya çapında gösterileri ateşledi.
Sparked a technological revolution within the empire. The union between Zarkon and Honerva.
Zarkon ve Honerva arasındaki birlik… imparatorlukta teknolojik bir devrim ateşledi.
The assimilation with aliens has sparked fear among many humans.
Uzaylılarla birlikte asimile olma, birçok insan arasında korku yarattı.
This sparked debate about a federal law that had been in place since the first Gulf War.
Bu Birinci Körfez Savaşından beri uygulanan federal bir yasanın tartışılmasını ateşledi.
The Facebook post sparked public outrage against the organizers of the chess tournament.
Facebook gönderisi satranç turnuvasının yöneticilerine karşı kamuoyunun öfkesini alevlendirdi.
The desire to feel close to you sparked the desire to make you happy and looked at a gift as a potential way of doing that.
Sana yakın olma tutkusu seni mutlu etmek istemesine yol açtı. Verdiği hediye de bunu anlatmasının potansiyel bir yoluydu.
The nomination sparked concerns about the future of the Central Bank's interest policy and was eventually rejected by the country's secularist president.
Adaylık, Merkez Bankasının faiz politikasının geleceği konusunda endişelere yol açtı ve bunun sonunda da ülkenin laik cumhurbaşkanı tarafından reddedildi.
Sparked during our cryo stir and caused In the following months it was determined that a damaged coil built inside the oxygen tank the explosion that crippled the Odyssey.
Problemli olduğu ve karıştırma esnasında kıvılcım yaratarak… Odysseyi yarı işlemez duruma sokan patlamaya sebep olduğu tespit edildi Takibeden aylarda oksijen tankındaki bir kablonun.
Dead birds found in the Ticha dam on Sunday sparked panic among residents of the northeastern city of Shumen, which relies on the reservoir for its water supply.
Ticha barajında Pazar günü bulunan ölü kuşlar, su ihtiyacını barajdan karşılayan kuzeydoğudaki Shumen kenti sakinleri arasında paniğe yol açtı.
Police are struggling to even establish a clear motive. Since the homeless man who sparked the rampage died at the scene.
Saldırının kıvılcımını ateşleyen evsiz adam olay yerinde öldüğü için… polisler, bu olayın neden gerçekleştiğini bulmakta zorlanıyor.
It was not the magic that sparked from his fingertip when he touched a dead thing alive again.
Fakat ölü şeylere dokunup tekrar canlandırdığında parmak ucundan çıkan kıvılcım sihir değildi.
former KLA commander and the fact that he has been interviewed by the UN war crimes tribunal have sparked concerns about his appointment.
komutanı olarak geçmişi ve BM savaş suçları mahkemesi tarafından sorguya çekilmiş olması ataması hakkında endişelere yol açtı.
Adding to concerns sparked by Sunday's events was the subsequent riot by Serbian fans at a football match held in Genoa, Italy.
Pazar günkü olayların yol açtığı kaygılar, Sırp taraftarların İtalyanın Cenova kentinde oynanan bir futbol karşılaşmasındaki müteakip ayaklanmaları tarafından körüklendi.
The Constitutional Court's rejection of half of the government's austerity package sparked a decision to raise the VAT.
Anayasa Mahkemesinin hükümetin tasarruf paketinin yarısını reddetmesi KDVnin yükseltilmesi yönünde bir karara yol açtı.
Sparked during our cryo stir and caused In the following months it was determined the explosion that crippled the Odyssey. that a damaged coil built inside the oxygen tank.
Takibeden aylarda oksijen tankındaki bir kablonun… Odysseyi yarı işlemez duruma sokan patlamaya sebep olduğu tespit edildi problemli olduğu ve karıştırma esnasında kıvılcım yaratarak.
But unrest in the PSD, sparked by the unfavourable decision of the constitutional court, may help Basescu's efforts.
Fakat anayasa mahkemesinin aleyhteki kararının PSD içinde yol açtığı kargaşa Basescunun çabalarına yardım edebilir.
A visit to Armenia by Turkish President Abdullah Gul in 2008 sparked some diplomatic progress. Reuters.
Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün 2008 yılındaki Ermenistan diplomasi alanında bir miktar ilerlemeye yol açtı. Reuters.
Romanian Prime Minister Calin Popescu Tariceanu met with his Italian counterpart for talks on the crisis sparked by last week's murder of an Italian woman.
Romanya Başbakanı Calin Popescu Tariceanu, geçen hafta bir İtalyan kadınının öldürülmesinin yol açtığı krizle ilgili görüşmek üzere İtalyan mevkidaşıyla bir araya geldi.
Del Ponte's negative report sparked fears that Serbia could face international isolation and sanctions that could affect its Euro-Atlantic integration prospects and foreign investment.
Del Pontenin bu olumsuz raporu, Sırbistanın Avrupa-Atlantik entegrasyon umutları ve dış yatırımları etkileyecek uluslararası tecrit ve yaptırımlara maruz kalabileceği yönünde korkulara yol açtı.
Results: 95, Time: 0.0631

Top dictionary queries

English - Turkish