THEY DIFFER in Turkish translation

[ðei 'difər]
[ðei 'difər]
farkları
difference
notice
realize
matter
different
know
spot
recognize
realise
distinction
ihtilaf ettikleri
ihtilafa düştükleri o
anlaşmazlığa düştükleri
ihtilafa düştükleri şeylerin pek çoğunu i̇srailoğullarına anlatmaktadır 19,34
hakkında ihtilaf

Examples of using They differ in English and their translations into Turkish

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Allah will surely give His judgement on the Day of Resurrection in all the matters in which they differ.
Allah, ihtilafa düştükleri hususlarda kıyamet günü onlar hakkında hükmünü verecektir.
And were it not for a prior decree of your Lord, decision would have been made between them concerning that about which they differ.
Eğer Rabbinden bir karar çıkmamış olsa idi, ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında şimdiye kadar aralarında çoktan hüküm verilmiş olurdu.
Verily, this Quran narrates to the Children of Israel most of that about which they differ.
Şüphe yok ki bu Kuran, İsrailoğullarına, ihtilafa düştükleri birçok şeyleri anlatmadadır.
This Quran explains to the children of Israel much of what they differ over.
Gerçek şu ki, bu Kuran, İsrailoğullarına hakkında ayrılığa düştükleri şeylerin bir çoğunu aktarıp anlatıyor.
Allah will surely give His judgement on the Day of Resurrection in all the matters in which they differ.
Allah, kıyamet günü, anlaşmazlığa düştükleri şeylerde onların arasında hüküm verecektir.
Allah will surely give His judgement on the Day of Resurrection in all the matters in which they differ.
Allah, kıyamet günü anlaşamadıkları hususlarda hükmünü verecektir. 22,17; 34,26; 2,62.
so Allah shall judge between them on the day of resurrection in what they differ.
aralarında hükmü, kıyamet günü Allah verecektir.
We did not send down the Book to you except[for the purpose] that you may clarify for them what they differ about, and as a guidance
Biz sana Kitabı indirdik ki, hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara açıklayasın
us nearer to Allah.” Allah will judge between them concerning what they differ about.
elbette Allah, onların hakkında ihtilaf ettikleri hususlarda aralarında hükmünü verecektir.
And We sent down the Book to thee for the express purpose, that thou shouldst make clear to them those things in which they differ, and that it should be a guide
Biz sana Kitabı indirdik ki, hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara açıklayasın ve( o Kitap),
And We have not sent down the Book(the Quran) to you(O Muhammad SAW), except that you may explain clearly unto them those things in which they differ, and(as) a guidance
Bu Kitapı sana yalnız şunun için indirdik: Hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara iyice açıklayasın
And We sent down the Book to thee for the express purpose, that thou shouldst make clear to them those things in which they differ, and that it should be a guide
Bu Kitapı sana yalnız şunun için indirdik: Hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara iyice açıklayasın ve Kitap,
And We have revealed the Scripture unto thee only that thou mayst explain unto them that wherein they differ, and(as) a guidance and a mercy for a people who believe.
Biz sana Kitabı indirdik ki, hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara açıklayasın ve( o Kitap), inanan bir kavim için yol gösterici ve rahmet olsun.
Prophets to give them glad tidings and to warn them; and with them He sent down the Book with the truth, that He might rule between the people in that which they differ.
uyarıcı olarak gönderdi; insanların ayrılığa düşecekleri hususlarda aralarında hüküm vermek için onlarla birlikte hak Kitaplar indirdi.
besides Him[claiming,]‘We only worship them so that they may bring us near to Allah,' Allah will judge between them concerning that about which they differ.
tapıyoruz,'' diyenler( e gelince): Şüphesiz ki Allah, onlar arasında, ayrılığa düştükleri konuda hükmünü verecektir.
besides Him[claiming,]‘We only worship them so that they may bring us near to Allah,' Allah will judge between them concerning that about which they differ.
yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.” diyenlere gelince, elbette Allah, onların hakkında ihtilaf ettikleri hususlarda aralarında hükmünü verecektir.
Concerning which they differ.
Ki onlar onda anlaşmazlık halindedirler.
They differ by 11.
Çünkü farkları 11.
Concerning which they differ.
Ki onda tartışma içindedirler.
They differ among countries.
Bölgeler arasında farklıklar gösterir.
Results: 963, Time: 0.0488

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish