THINGS WORK in Turkish translation

[θiŋz w3ːk]
[θiŋz w3ːk]
işler
job
business
work
thing
done
got
employment
stuff
yürür
walks
works
go
how
moves
things
bir şeyleri çalıştırmak için
şeyler işe
bir şey ama işler
işlerin
job
business
work
thing
done
got
employment
stuff
i̇şlerin
job
business
work
thing
done
got
employment
stuff
i̇şler
job
business
work
thing
done
got
employment
stuff
şeylerin işe
aletler çalışıyordur

Examples of using Things work in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Oh… I understand very well how things work in America.
Amerikada işlerin nasıl yürüdüğünü gayet iyi anlıyorum.
That's not how things work.
İşler böyle yürümez. Neden olmasın?
I know how things work, I know how the game is played.
İşlerin nasıl yürüdüğünü bilirim, oyunun nasıl oynandığını da.
How things work around here. I think you're smart enough to understand.
Burada işlerin nasıl döndüğünü anlayacak kadar zekisin.
Things work out, we will be across the border in Siego.
İşler yolunda, Siegodaki sınırı geçicez.
Isn't it funny how things work out?
İşlerin nasıl yürüdüğü komik değil mi?
Scagnelli had his people check out how things work in here.
Scagnelli adamlarına burada işlerin nasıl yürüdüğünü kontrol ettirdi.
And you know how these things work.
İşler nasıl yürüyor biliyorsun.
You understand how things work but you have kept your conscience.
İşlerin nasıl yürüdüğünü anlıyorsun ama vicdanın da yerinde.
Look. I'm new here, but I think I get how things work.
Bakın, ben yeniyim. Ama işlerin nasıl yürüdüğünü anladım.
Things work out, we will be across the border in Siego.
İşler yolunda, Siegodaki sınırı geçeceğiz.
I know how these things work. No one else.
Başkası yok. İşlerin nasıl yürüdüğünü bilirim.
No one else. I know how these things work.
Başkası yok. İşlerin nasıl yürüdüğünü bilirim.
Things work out, they will surrender. Okay?
İşler yolunda giderse, teslim olacaklarmış, tamam mı?
No one else. I know howthese things work.
Başkası yok. İşlerin nasıl yürüdüğünü bilirim.
If things work that way, what's the good of having a prison?
İşler öyle yürüseydi hapishanelere gerek kalır mıydı?
I know howthese things work. No one else.
Başkası yok. İşlerin nasıl yürüdüğünü bilirim.
Isn't it strange how things work out?
İşlerin nasıl yürüdüğü garip değil mi?
I was supposed to find out how things work here.
İşlerin burada nasıl yürüdüğünü öğrenmem gerekiyordu.
But he knows how things work.
İşlerin nasıl yürüdüğünü biliyor.
Results: 319, Time: 0.0628

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish