WE'RE TRYING TO MAKE in Turkish translation

[wiər 'traiiŋ tə meik]
[wiər 'traiiŋ tə meik]
sağlamaya çalışıyoruz
oluşturmaya çalışıyoruz

Examples of using We're trying to make in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Where black people can meet, maybe have classes. You see, we're trying to make a kind of community centre.
Görüyorsunuz, burada siyah insanların bir araya… gelebileceği, dersler alabileceği… bir tür topluluk merkezi… oluşturmaya çalışıyoruz.
Yeah, but when she gets that memory back, which we're trying to make happen, she will be able to spell lawsuit.
Evet, ama hafızasını geri kazandığında… ki yapmaya çalıştığımız şey de bu… dava kelimesinin harflerini sırayla söyleyebilecek.
The point we're trying to make, the reason I asked Eileen to come to speak to us tonight.
Yapmaya çalıştığımız şeyin, Eileenın bu gece buraya gelip bizimle konuşmasını.
Which means putting you on the stand. Look, Miss Clark, we're trying to make this go away quietly, but if we can't, we're gonna make it go away loudly.
Bakın Bayan Clark, bu sessiz halletmeye çalışıyoruz ama yapamazsak… daha gürültülü yapacağız, ki bu da sizi öne çıkaracak demektir.
But if we can't, we're gonna make it go away loudly, Look, Miss Clark, we're trying to make this go away quietly, which means putting you on the stand.
Bakın Bayan Clark, bu sessiz halletmeye çalışıyoruz ama yapamazsak… daha gürültülü yapacağız, ki bu da sizi öne çıkaracak demektir.
Frank, we are trying to make a difference.
Frank, bir değişiklik yapmaya çalışıyoruz.
We were trying to make an arrest.
Suç üstü yapmaya çalışıyorduk.
We were trying to make something important.
Önemli bir şeyler yapmaya çalışıyorduk.
We were trying to make a carriage.
Bir vagon yapmaya çalışıyorduk.
Oh, we were trying to make a carriage.
Oh, bir vagon yapmaya çalışıyorduk.
We were trying to make a carriage.
Bir araba yapmaya çalışıyorduk.
We were trying to make you feel part of the Lockhart/Gardner family.
Lochart/Gardner ailesinin bir parçası olduğunu hissetirmeye çalışıyoruz.
We were trying to make Joey feel better.
Joeynin moralini düzeltmeye çalışıyoruz.
We were trying to make our ships invisible to the enemy.
Düşmanlarımızı alt edebilmek için görünmez gemiler yapmayı denedik.
Because I believed we were trying to make a better world.
Çünkü daha iyi bir dünya yaratmaya çalıştığımıza inandığım için.
Then you understand. We are trying to make a world.
Öyleyse anlıyorsundur. İhtiyacı olan bakımı alabileceği bir dünya yaratmaya çalışıyoruz biz.
We are trying to make a nation.
Bir ulus yaratmaya çalışıyoruz.
Towards that world. We are trying to make a world where she can get the care that she needs, and our next mission is a very important step.
Ihtiyacı olan bakımı alabildiği yer, Bir dünya yapmaya çalışıyoruz ve bir sonraki görevimiz çok önemli bir adımdır o dünyaya doğru.
where she can get the care that she needs, towards that world. We are trying to make a world.
Bir dünya yapmaya çalışıyoruz ve bir sonraki görevimiz çok önemli bir adımdır o dünyaya doğru.
We have definitely maneuvering space within October," Reuters quoted the official as saying in an interview on television channel Mega, when asked about how much longer the government will be able to pay pensions and salaries."We are trying to make sure the state can continue to operate without problems.
Reutersin aktardığına göre yetkili, Mega televizyon kanalına verdiği bir röportajda hükümetin emekli aylıkları ve maaşları daha ne kadar süre ödeyebileceği sorusuna yanıt olarak,'' Ekim ayı içinde kesinlikle hareket alanımız var.'' diyerek şöyle devam etti:'' Devletin sorunsuzca işlemesini sağlamaya çalışıyoruz.
Results: 49, Time: 0.0506

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish