WISDOM AND KNOWLEDGE in Turkish translation

['wizdəm ænd 'nɒlidʒ]
['wizdəm ænd 'nɒlidʒ]
hikmet ve ilim
bilgelik ve bilgi
hüküm ve ilim
hikmet ve bilgi
wisdom and knowledge
akıl ve bilgi
wisdom and knowledge

Examples of using Wisdom and knowledge in English and their translations into Turkish

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And when he matured to his full strength, We bestowed him wisdom and knowledge; and this is how We reward the virtuous.
Büyüyüp erginleşince ona bilgelik ve bilgi verdik. Güzel davrananları böyle ödüllendiririz.
And when he reached his maturity, and became established, We gave him wisdom and knowledge. Thus do We reward the virtuous.
Mûsâ yiğitlik çağına erip olgunlaşınca Biz ona hikmet ve ilim verdik. Biz iyilik edenleri işte böyle mükâfâtlandırırız.
And when he matured to his full strength, We bestowed him wisdom and knowledge; and this is how We reward the virtuous.
Kuvvetli çağına erişince ona hüküm ve ilim verdik. İşte biz, güzel hareket edenleri böyle mükafatlandırırız.
When he had grown up to full maturity, We gave him wisdom and knowledge. Thus do We recompense the doers of good.
Mûsâ yiğitlik çağına erip olgunlaşınca Biz ona hikmet ve ilim verdik. Biz iyilik edenleri işte böyle mükâfâtlandırırız.
full strength, We gave him wisdom and knowledge; and this is how We reward the virtuous.
olgunlaşınca biz ona hüküm ve ilim verdik. İşte güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.
And when he had attained his maturity, We gave him wisdom and knowledge: and thus do We reward those who do good.
Erginlik çağına erince ona hikmet ve bilgi verdik. İyi davrananları böyle mükafatlandırırız.
And when he reached his full strength and was ripe, We gave him wisdom and knowledge. Thus do We reward the good.
Mûsâ yiğitlik çağına erip olgunlaşınca Biz ona hikmet ve ilim verdik. Biz iyilik edenleri işte böyle mükâfâtlandırırız.
And when he had attained his maturity, We gave him wisdom and knowledge: and thus do We reward those who do good.
Kuvvetli çağına erişince ona hüküm ve ilim verdik. İşte biz, güzel hareket edenleri böyle mükafatlandırırız.
And when he matured to his full strength, We bestowed him wisdom and knowledge; and this is how We reward the virtuous.
Erginlik çağına erince ona hikmet ve bilgi verdik. İyi davrananları böyle mükafatlandırırız.
To gain superior wisdom and knowledge. Lea says calling in sick is all you need.
Lea der ki daha üstün akıl ve bilgi edinmek için… tek yol hastalık izni kullanmaktır.
When he become matured and grow to manhood, We granted him wisdom and knowledge. Thus do We reward the righteous ones.
Mûsâ yiğitlik çağına erip olgunlaşınca Biz ona hikmet ve ilim verdik. Biz iyilik edenleri işte böyle mükâfâtlandırırız.
And(as for) Lut, We gave him wisdom and knowledge, and We delivered him from the town which wrought abominations; surely they were an evil people, transgressors;
Luta da hüküm ve ilim verdik; onu, çirkin işler işleyen kasabadan kurtardık. Doğrusu onlar yoldan çıkmış kötü bir milletti.
Lea says calling in sick is all you need to gain superior wisdom and knowledge.
Lea der ki daha üstün akıl ve bilgi edinmek için… tek yol hastalık izni kullanmaktır.
We gave him wisdom and knowledge; and this is how We reward the virtuous.
ona hikmet ve ilim verdik. İyi davrananları böyle mükafatlandırırız.
And when he reached his maturity and full strength, We gave him wisdom and knowledge; and this is how We reward the virtuous.
Mûsa, yiğitlik çağına ulaşıp olgunlaşınca ona hikmet ve ilim verdik. Biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz.
We gave him wisdom and knowledge.
biz ona hikmet ve ilim verdik.
We gave him wisdom and knowledge.
biz ona hikmet ve ilim verdik.
To Lot We gave wisdom and knowledge and delivered him from the city which practiced abomination.
Luta da hüküm( hükümranlık, peygamberlik, hikmet) ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapan bir kentten kurtardık.
Give me now wisdom and knowledge, that I may go out and come in before this people: for who can judge this thy people, that is so great?
Şimdi bu halkı yönetebilmem için bana bilgi ve bilgelik ver. Başka türlü senin bu büyük halkını kim yönetebilir!››?
To Lot We gave wisdom and knowledge, and saved him from a people who acted villainously and were certainly wicked and disobedient.
Luta da hüküm( hükümranlık, peygamberlik, hikmet) ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapan bir kentten kurtardık. Gerçekten onlar yoldan çıkan kötü bir kavim idiler.
Results: 62, Time: 0.0523

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish