Examples of using Bir hapishanede in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bak bana, bunca yılı bir hapishanede kadın yüzü görmeden geçirdim!
Su Chou yakınında bir hapishanede birini… kurtarmaya çalışırken tutuklandı.
Annem bir hapishanede çürüyor.
Neden bir hapishanede çalışmak isteyesiniz?
Sen, Houstonda bir hapishanede King Kongdun.
Sen, Houstonda bir hapishanede King Kongdun.
Bir hapishanede kalmak zorunda.
Böyle bir hapishanede büyümüştüm.
Dediğim şey şu. Piper bir hapishanede bir yıl kalacak.
İki şekilde de Coloradodaki bir hapishanede götten sikilmez.
Eğer ben olmasaydım, muhtemelen bir hapishanede olurdu.
Sami, Kahiredeki bir hapishanede yatıyordu.
Kardeşin Abdelkader Fransada bir hapishanede.
O, Los Angelesta bir hapishanede oturuyor.
Sonunuz sizin gibi katillerin ve farelerin istila ettiği bir hapishanede bitecek.
Elbette. Sen, Houstonda bir hapishanede King Kongdun.
Hatta o kadar ki sonunda kendini bir hapishanede buldu.
Leo Johnson Hungry Horse Montanada bir hapishanede kilitliymiş.
Şu anda gizli ve berbat bir hapishanede misafir.
çok güzel bir hapishanede yaşıyorum.