AVOIDING in Turkish translation

[ə'voidiŋ]
[ə'voidiŋ]
kaçınmak
to avoid
to evade
avoidance
abstinence
to refrain
kaçmak
run
to escape
flee
to avoid
to get away
away
elope
dodging
to evade
to skip
kaçınarak
avoiding
kaçıyorsun
are you running
you're avoiding
running away
do you run
do you avoid
you are cracking
would you run
kaçarak
running
escaping
avoiding
away
fled
kaçınıyor
avoids
refused
önlemek
to prevent
to avoid
to stop
to keep
to avert
for the prevention
staving off
to de-escalate
uzak
away
far
distant
remote
faraway
stay out
avoid
distance
sakınmak
to avoid
görmezden
see
just
gormez

Examples of using Avoiding in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And I know that you have new leads. You have been avoiding me.
Beni görmezden geliyorsun, ama yeni ip uçları olduğunu biliyorum.
And the big one, avoiding humiliation.
Ve büyük olanı, aşağılanmayı önlemek.
Avoiding Rogelio and his legal tips?
Rogelio ve yasal ipuçlarından mı kaçıyorsun?
Obviously, he's freaked out, embarrassed, avoiding people.
Belli ki gergin, utanmış, herkesten kaçınıyor.
Cause from what I see, you have spent the last nine-and-a-half years avoiding real relationships.
Çünkü gördüğüm kadarıyla son 9,5 yılını gerçek ilişkilerden kaçarak harcamışsın.
You can't keep avoiding her all night.
Bütün gece ondan uzak duramazsın.
I will be avoiding him today.
Bugün onu görmezden geleceğim.
Martial arts are for supressing violence, for stopping conflict, and for avoiding cruelty.
Savaş sanatları, savaşı durdurmak için şiddete karşı acımasızlığı önlemek içindir.
Still avoiding Grandma?
Hâlâ büyük annemden mi kaçıyorsun?
People that spend their life avoiding death are already dead. I don't use them.
Kullanmıyorum ki. Hayatlarını ölümden kaçarak harcayan insanlar çoktan öldü.
He's evidently married and avoiding being seen publicly with her.
Adam belli ki evli, kadınla görünmekten kaçınıyor.
The way she dressed up, kept avoiding his gaze.
Giyiniş şekli, onun bakışlarını görmezden geliş şekli.
Avoiding Rogelio and his legal tips? Got it?
An8} Anladım.{ \an8} Rogelio ve tüyolarından mı kaçıyorsun?
I don't use them. People that spend their life avoiding death are already dead.
Kullanmıyorum ki. Hayatlarını ölümden kaçarak harcayan insanlar çoktan öldü.
Avoiding all responsibility. Unresponsive. Just vanishing whenever he pleases.
Ya da istediğinde ortadan yok olup tüm sorumluluklardan kaçınıyor. Ya somurtuyor, ya tepki vermiyor.
Sir, you should be avoiding danger, not heading into it!
Efendim, yerleşmek duyarlı olmama riskini önlemek gerekir!
Love of my life avoiding me.
Hayatımın aşkı görmezden geliyor.
Avoiding people you love.
Sevdiğin insanlardan kaçıyorsun.
Some men live their lives avoiding danger. Oh, Diane.
Diane, bazı insanlar hayatlarını… tehlikeden kaçarak yaşıyor.
Helping Luke or avoiding me?
Lukee yardım mı ediyor yoksa benden mi kaçınıyor?
Results: 490, Time: 0.0958

Top dictionary queries

English - Turkish