BALANCED in Turkish translation

['bælənst]
['bælənst]
dengeli
balance
equilibrium
stability
ballast
stabilization
deng
counterbalance
denk
equal
match
equivalent
run
hit
comparable
stumble
balanced
dengede
balance
equilibrium
stability
ballast
stabilization
deng
counterbalance
dengelenmiş
balance
equilibrium
stability
ballast
stabilization
deng
counterbalance
dengesi
balance
equilibrium
stability
ballast
stabilization
deng
counterbalance
denge
equal
match
equivalent
run
hit
comparable
stumble
balanced

Examples of using Balanced in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Balanced with just a pinch Of red dart frog toxin To suffocate the lungs.
Ciğerleri havasız bırakmak için birazcık kırmızı kurbağa zehriyle dengelenmiş.
timeless and perfectly balanced in terms of color.
renk anlamında mükemmel dengelenmiş.
What makes you think I'm not balanced and restrained?
Dengesiz ve dizginsiz olduğumu sana düşündüren nedir?
You wanna know about being balanced?
Dengenin ne olduğunu mu bilmek istiyorsun?
On a knife edge of destruction every single day. The world is balanced.
Dünyadaki dengeler her gün bıçak sırtında zaten.
Sometimes I just like to nestle on somebody's shoulder to get myself balanced.
Bazen dengemi sağlayabilmek için birinin omzuna yaslanmam gerekiyor.
Fair and balanced, I hope.
Umarım adil ve dengelidir.
The book's almost balanced.
Defter neredeyse dengelenmişti.
It leaves your skin feeling, nourished, protected and balanced.
Cildinizi besler, korur ve dengeler.
Stay calm and keep the weight balanced.
Sakin olun ve ağırlık dengesini koruyun.
Fair and balanced, I hope.
Umarim adil ve dengelidir.
Members of the selected sample group received carefully balanced and publicly available briefing materials.
Seçilen örnek grup üyelerine, dikkatlice dengelenmiş ve kamuya açık bilgi özetleri sunuldu.
I feel so much more balanced and engaged.
Daha dengelenmiş ve bağlanmış hissediyorum.
It feels really balanced now.
Gerçekten dengelenmiş gibi geliyor.
In the beginning, I imagined things would be perfectly balanced.
Başlangıçta işlerin kusursuz bir şekilde dengelenmiş olacağını düşündüm.
So this right here will be a balanced force.
Yani tam burada bir dengelenmiş kuvvet olacak.
Perfectly balanced. In the beginning, I imagined things would be.
Başlangıçta işlerin kusursuz bir şekilde dengelenmiş olacağını düşündüm.
A balanced force.
Bir dengelenmiş kuvvet.
Tom tries to eat a balanced diet.
Tom bir dengeli beslenme yemeye çalışıyor.
Keep the power balanced.
Gücü dengede tut.
Results: 361, Time: 0.0508

Top dictionary queries

English - Turkish