CAPTURING in Turkish translation

['kæptʃəriŋ]
['kæptʃəriŋ]
yakalamak
to catch
to get
to capture
to grab
seize
to bust
to nail
apprehending
yakalanması
collar
lapel
neckline
i got
close
neck-hole
ele
to eliminate
sift
to sieving
it took
yakalayarak
catching
capture
grabbing
yakalama
to catch
to get
to capture
to grab
seize
to bust
to nail
apprehending
yakalamaya
to catch
to get
to capture
to grab
seize
to bust
to nail
apprehending
yakalamakla
to catch
to get
to capture
to grab
seize
to bust
to nail
apprehending
yakalarken
collar
lapel
neckline
i got
close
neck-hole
yakalar
collar
lapel
neckline
i got
close
neck-hole
yakalanmasında
collar
lapel
neckline
i got
close
neck-hole
ele geçirdikten

Examples of using Capturing in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
From 5pm, a TV documentary: Capturing Kyoko as a Creator.
Saat 17.00den itibaren bir TV belgeseli: Kyokoyu Yaratıcı Olarak Yakalamak.
I started capturing traces.
İzleri yakalamaya başladım.
Exclusively working on capturing El Chapo. I want a special forces team.
Ayrıca sadece El Chapoyu yakalamakla görevli bir Özel Kuvvet timi istiyorum.
One of the most notorious bombers in… We're on the verge of capturing.
En ünlü bombacılardan biri… Yakalama eşiğinde.
Capturing the Flag.
Bayrağı ele geçirmek.
Ma'am, capturing those renegades is the Army's highest priority.
Ordunun birinci önceliği. -Elbette. Bayan, o kaçakları yakalamak.
You have done a masterful job capturing the jaw line.
Çene çizgisini yakalarken çok ustaca bir iş çıkarmışsınız.
Everyone believe, when capturing a criminal, What is the most important key is?
Sizce, bir suçluyu yakalamaya çalışırken… en önemli anahtar nedir?
You did a wonderful thing today, capturing that footage on your cell phone.
Bugün, cep telefonunu kullanarak o görüntüleri yakalamakla harika bir şey yaptın.
We're on the verge of capturing one of the most notorious bombers in.
En ünlü bombacılardan biri… Yakalama eşiğinde.
Ma'am, capturing those renegades is the Army's highest priority.
Bayan, o kaçakları yakalamak ordunun birinci önceliği.
Odoacer advanced on Ravenna, capturing the city and the young emperor.
Odoacer, Ravennaya ilerleyerek şehri ele geçirdi ve genç imparatoru yakaladı.
If anything should happen while capturing the terrorists.
Teröristleri yakalarken bir şey olursa.
I would hardly call capturing a Green Lantern a failure.
Bir yeşil fener yakalamaya beceriksizlik denemez.
They may have been specifically interested in capturing Capt Picard.
Cardassianların özellikle Kaptan Picardı yakalamakla ilgilenmiş olmaları mümkündür.
But capturing and studying the Higgs boson is about more than brute force.
Kaba kuvvetlerden daha fazlasıdır. Ama yakalama ve Higgs bozonunu çalışmak.
Ma'am, capturing those renegades is the Army's highest priority.
Hanımefendi, Onları yakalamak askerin işi.
I have been told I'm too aggressive in capturing criminals.
Suçluları yakalarken saldırgan olduğum söylendi.
an image appears, capturing a moment in time.
Zamandaki bir anı yakalar.
The North Vietnamese took pride in capturing American airmen.
Kuzey Vietnamlılar, Amerikalı havacıları yakalamakla gurur duyuyordu.
Results: 258, Time: 0.1278

Top dictionary queries

English - Turkish