MANNERISMS in Turkish translation

['mænərizəmz]
['mænərizəmz]
tavırları
attitude
behavior
demeanor
manner
posture
act
stance
tude
davranışından
behavior
behaviour
attitude
conduct
act
behave
treated
manners
gesture
action
yapmacık
fake
phony
contrived
stilted
sham
bogus
unctuous
simpering
mannered
feigned
tavırlarını
attitude
behavior
demeanor
manner
posture
act
stance
tude
tavırlarından
attitude
behavior
demeanor
manner
posture
act
stance
tude
tavırlar
attitude
behavior
demeanor
manner
posture
act
stance
tude

Examples of using Mannerisms in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
No, Aslam… the mannerisms of people like Shohaib may change… but, not their nature.
Hayır, Aslam… Shohaib gibi insanların tavırları değişebilir ama doğaları değişmez.
It's all her. her voice, her mannerisms… Her letters, her photographs.
Onun harflerinden, onun fotoğraflarından… onun sesinden, onun davranışından… Her şeyiyle o.
Having had personal experience of the horrors of war,"I would ask you to spare your readers"those sadistic descriptions and stylistic mannerisms.
Savaşın korkunç anlarına şahit olmuş biri olarak, sadist tasvirlerinizi ve yapmacık biçimselliğinizi okurlarınızdan sakınmanızı rica ediyorum.
Having had personal experience of the horrors of war, Dear madam, I would ask you to spare your readers those sadistic descriptions and stylistic mannerisms.
Savaşın korkunç anlarına şahit olmuş biri olarak, sadist tasvirlerinizi ve yapmacık biçimselliğinizi okurlarınızdan… sakınmanızı rica ediyorum. Sevgili Bayan.
She's right. You need to nail his subtleties and mannerisms for this to properly work as torture.
Onun tavır ve inceliklerini öğrenmelisin. Haklı. Doğru dürüst işkence edebilmek için.
For this to properly work as torture. She's right. You need to nail his subtleties and mannerisms.
Onun tavır ve inceliklerini öğrenmelisin. Haklı. Doğru dürüst işkence edebilmek için.
It turned out that Admi's personality, voice, and mannerisms were all my ideals.
O zaman Admi-chanın kişiliğinin, sesinin ve tavırlarının, benim ideallerim olduğu ortaya çıktı.
These markings would dictate certain vocal mannerisms… pauses,
Bu işaretler belirli sessel özellikler dikte ederdi. Duraklamalar, vurgular öksürükler,
Your clothing, your hairstyle, your mannerisms, speech patterns,
Giyinimin, saç stilin, kişisel özelliğin, konuşma şeklin,
By anticipating their reactions, or getting tired of their mannerisms. When you talked earlier about after a few years… how a couple would begin to hate each other.
Tahmin ettikleri, ya da birbirinin tavırlarından… bıktıkları için, çiftler birbirinden nefret etmeye başlar demiştin. Birkaç yıI birlikte yaşadıktan sonra, birbirinin tepkisini.
Musical mannerisms are parallel to cannibalism… so,
Musical mannerisms are parallel to cannibalism… Sanırım,
adopted stoic mannerisms, learned the bow and the lance.
stoacı bir yaklaşım sergilerler, yay ve mızrağı öğrenirlerdi.
has complete knowledge of Buffy's friends and family, the Buffybot's mannerisms and speech patterns are stilted and imperfect by human standards.
ailesi hakkında tüm bilgiye sahip olmasına rağmen, Buffybotun tavırları ve konuşması insan standartlarına göre yapmacık ve kusurludur.
By anticipating their reactions or getting tired of their mannerisms, I think it would be the opposite for me. It's good.
Tahmin ettikleri, ya da birbirinin tavırlarından… bıktıkları için, çiftler birbirinden nefret etmeye başlar demiştin.
No accent, no mannerisms.
Aksan yok, kişiye has bir tavır yok.
Their mannerisms and voices match.
Tavırları ve ses tonları birbiriyle örtüşür.
I have watched your mannerisms.
Tarz ve tavırlarını izledim.
Makes your speech and mannerisms more human.
Bu, konuşmanı ve davranışlarını insanileştiren bir güncelleme.
But it's not you. The mannerisms.
Ama sen değilsin. Üslubun falan.
But it's not you. The mannerisms.
Üslubun falan… Ama sen değilsin.
Results: 153, Time: 0.0478

Top dictionary queries

English - Turkish