OFFENDING in Turkish translation

• gücendirmekten
• kırmak
• kızdırarak
• incitmez
• rencide
• gücendirme
• etme

Examples of using Offending in English and their translations into Turkish

Offending Japan will lead to political suicide.
Japonları kızdırmak siyasi intihar olacaktır.

You're afraid of offending people?
İnsanları incitmekten mi korkuyorsun?

What about offending God?
Peki ya Tanrıyı gücendirmeye ne diyeceksiniz?

You erred greatly in offending him, Penny.
Onu kızdırmakla büyük bir hata yapmışsın Penny.

And losing the pleasure of your company forever. I would so fear offending you.
Sizi kızdırmaktan ve dostluğunuzu kaybetmekten çok korkuyorum.

Sorry for offending you.
Sizi incittiğim için kusura bakmayın.

Excuse me for offending you.
Seni kırdığım için özür dilerim.

Please forgive me for offending you.
Sizi kızdırdığım için, bağışlayın beni lütfen.

Let me figure out a way to say this without offending you.
Bunu sizi gücendirmeden söylemenin bir yolunu bulayım.

I mean, without offending them?
Demek istediğim, onları kırmadan?

Offending you wasn't my intention.
Benim niyetim seni gücendirmek değildi.

Offending God is not the goal.
Amaç Tanrıyı kızdırmak değil.

Today you won't succeed in offending me.
Bugün beni gücendirmeyi başaramayacaksın.

You're offending me. I don't know who you are.
Kim olduğunu bilmiyorum. Beni gücendiriyorsun.

And I won't have to worry about people offending me.
Ve insanların beni incitmesinden endişelenmeyeceğim.

I don't want my belly offending the neighbors.
Göbeğimin komşuları rahatsız etmesini istemiyorum.

And just how do you think offending them is going to help our cause?
Ve siz yalnızca onların kusurlu olduğunu düşünüyorsanız, davamıza nasıl yardım edeceksiniz?

We can do without offending the Church.
Kiliseyi gücendirmeden bu işi yapabiliriz.

It was like offending the tango or the flag.
Tangoya, veya bayrağa hakaret etmek gibi bir şeydi.

It demands the expulsion of the offending student.
Kabahatli öğrencinin okuldan atılması dahil.