REPRESSION in Turkish translation

[ri'preʃn]
[ri'preʃn]
baskısı
pressure
edition
printing
oppression
repression
duress
leverage
coercion
stress
push
baskı
basque
bastırma
suppressing
repressing
the suppression
quell
to subdue
stifled
going
down
to print
to push
baskılanması
baskısına
pressure
edition
printing
oppression
repression
duress
leverage
coercion
stress
push
baskıya
pressure
edition
printing
oppression
repression
duress
leverage
coercion
stress
push
baskılardan
pressure
edition
printing
oppression
repression
duress
leverage
coercion
stress
push

Examples of using Repression in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
When do you give way to censorship and repression?
Ne zaman sansür ve baskı uygulayacaklardı?
general meetings, repression.
kitle mitingleri, baski.
Surveillance and repression.
Gozetim ve baski.
I don't suppose there's ever been so much repression of true feelings since Stalinist Russia.
Stalin Rusyasından beri gerçek hislerin bastırıldığını pek sanmıyorum.
Carbon catabolite repression, or simply catabolite repression, is an important part of global control system of various bacteria and other micro-organisms.
Karbon Katabolit baskısı, veya basitçe katabolit baskısı, çeşitli bakterilerde ve mikroorganizmada bulunan global bir kontrol sisteminin önemli bir paraçası.
Violence breeds violence, repression breeds retaliation,
Şiddet şiddeti doğurur, baskı öç almayı doğurur
Soviet political repression was a de facto and de jure system of persecution and prosecution of people who were
Sovyet siyasal baskısı de facto ve de jure olarak Sovyet sisteminin düşmanları olarak algılanan kişileri izleme
And the spying of the neighbours, life was taking its course. Between the fear of the bombings, the government repression.
Bombardımanın korkusu arasında, hükümetin baskısı ve komşuların ispiyonlarıyla hayat devam ediyordu.
The government adopted extreme measures and instituted the Outlaw Repression Corps, headed by Colonel Luca.
Hükümet büyük tedbirler aldı ve Haydut Bastırma Birlikleri kurarak, başına da Albay Lucayı getirdi.
Between the fear of bombs, the regime's repression and spying neighbours, we tried to lead a normal life.
Bombardımanın korkusu arasında, hükümetin baskısı ve komşuların ispiyonlarıyla hayat devam ediyordu.
And only a cleansing of our whole society can remove this sickness from our souls. repression breeds retaliation, Violence breeds violence.
Şiddet şiddeti doğurur,… baskı öç almayı doğurur… ve toplumumuzun sadece temizlenmesi… bu hastalığı ruhlarımızdan çıkarabilir.
First, whether, as head of the Outlaw Repression Corps, he established a direct relationship with Mr. Pisciotta while the latter was a fugitive from the law.
İlk olarak, Haydut Bastırma Birliğinin komutanı olarak Bay Pisciotta kanun kaçağı iken onunla temasa geçip geçmediğinin öğrenilmesi. İkinci olarak.
X-chromosome inactivation, repression of transposable elements, aging, and carcinogenesis.
tekrar elemanlarının baskılanması ve karsinogenez ile ilişkilidir.
Due to repression by the colonial government,
Sömürge hükümeti baskı nedeniyle, Dos Santos,
Transparency International Serbia Executive Director Nemanja Nenadic says anti-corruption initiatives must encompass three fields-- prevention, repression and education.
Uluslararası Şeffaflık Örgütünün Sırbistan bürosu İdari Müdürü Nemanja Nenadiç, yolsuzlukla mücadele girişimlerinin önleme, bastırma ve eğitim olmak üzere üç alanı kapsaması gerektiğini söylüyor.
Rugova's moderation and his peaceful campaign against Serbian repression won him respect internationally. Getty Images.
Rugovanın ılımlılığı ve Sırp baskısına karşı sergilediği barışçı kampanya kendisine uluslararası çapta saygı kazandırdı. Getty Images.
Repression is already undermining democracy in the Jewish state,
Yahudi devletinde baskı zaten demokrasiyi baltalıyor
At the end of my term, I notified the ministry of internal affairs, and I was told not to persist with this initiative because of the formation of the Outlaw Repression Corps.
Görev süremin sonunda, İçişleri Bakanlığına bilgi verdim ve şahsıma, Haydut Bastırma Birliğinin yapısına uymayacağı gerekçe gösterilerek bu girişimlerde ısrarcı olmamam gerektiği söylendi.
Groza soon continued this repression by limiting the number of political parties allowed within the state.
Groza, bu baskısına devlet içinde izin verilen siyasi partilerin sayısını sınırlayarak yakında devam etti.
They inevitably lead to more repression. Historically, when one looks
Kaçınılmaz olarak daha fazla baskıya yol açtıklarını görüyoruz.
Results: 130, Time: 0.0739

Top dictionary queries

English - Turkish