RESTRAIN in Turkish translation

[ri'strein]
[ri'strein]
dizginlemek
restrain
to rein in
bağlamak
tie
to bind
connecting
putting
attach
binding
strap
to link
zaptedin
restrain
zapt
contain
control
hold
restrain
subdued
could
conquer
engelleyin
block
stop
restrain
bar
to prevent
kısıtlamak
limiting
restricting
dizginle
restrain
to rein in
dizginleyecek
restrain
to rein in
dizginlemeyi
restrain
to rein in
zaptetmek
restrain

Examples of using Restrain in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Restrain yourself, Bunzo.
Kendini dizginle, Bunzo.
If he tries to leave the bridge, restrain him.
Köprüden ayrılmaya kalkışırsa zapt edin.
Restrain that man!
Şu adamı engelleyin!
And just learn to be competitive. Please restrain yourselves from every desire.
Lütfen tüm tutkularınızı dizginlemeyi öğrenmeye çalışın ve… rekabetçi olmayı öğrenin.
I'm afraid I had to restrain them.
Korkarım onları zaptetmek zorunda kaldım.
Restrain yourself.
Kendini dizginle.
Restrain this man.
Bu adamı engelleyin.
Put your hands behind your back, so that I can come in and restrain you.
Ellerini sırtında birleştir, böylece içeri girip seni zapt edebilirim.
We had to restrain him.
Onu zaptetmek zorunda kaldık.
If you want to kiss me, restrain yourself.
Beni öpmekse niyetin, kendini dizginle.
Because I can't restrain myself when I revert.
Çünkü eski halime dönünce kendimi zapt edemiyorum.
He started screaming at her in court. They had to restrain him.
Mahkemede bağırmaya başlamış. Onu zaptetmek zorunda kalmışlar.
Kindly restrain your humanitarian instincts.
Nazik insani içgüdüleri dizginle.
Where do I go? Security will come restrain you.
Nereye gideceğim? -Güvenlik gelip seni zapt edecek.
Leopold, she whispered to me, restrain yourself.
Leopold, o bana fısıldadı, kendini dizginle.
Tom, please restrain yourself.
Tom, lütfen kendini dizginle.
Hopefully the string can restrain your fists and help you control yourself.
İnşaallah bu ip yumruklarını dizginler ve kendini kontrol etmen için sana yardımcı olur.
We will try and restrain ourselves.
Kendimizi kısıtlamaya çabalayacağız.
Restrain me, Colonel Hart.
Beni bağlayın, Albay Hart.
Restrain your men… or I will.
Adamlarını zaptet. Yoksa ben yaparım.
Results: 142, Time: 0.1353

Top dictionary queries

English - Turkish