TO EXPLAIN SOMETHING in Turkish translation

• bir şey açıklamak
• bir şeyi açıklamanın
• bir şeyi açıklamaya
• bir şey anlatmaya
• birşey açıklamak
• bir şey açıklamaya
• bir şeyi açıklamama
• bir şeyi açıklamak
• bir şey açıklamam
• bir şeyi açıklaması

Examples of using To explain something in English and their translations into Turkish

Nana needs to explain something.
Ninenin sana bir şeyi açıklaması lazım.

I need to explain something. Okay.
Bir şey açıklamam lazım. Tamam.

I'm fine. I'm just… I'm trying to explain something to you.
Sana bir şey açıklamaya çalışıyorum.- İyiyim.

Listen, miguel, i want to explain something to you.
Sana bir şey açıklamak istiyorum. Dinle, Miguel.

Let me try to explain something that people do not understand.
Kimsenin anlamadığı bir şeyi açıklamak istiyorum.

I need to explain something to you. Violet, I wanted to.
Sana bir şey açıklamam gerek. Violet, ben.

But I'm gonna try to explain something to you, all right?
Ama sana bir şey açıklamaya çalışacağım, tamam mı?

I want to explain something to you. Listen, Miguel.
Sana bir şey açıklamak istiyorum. Dinle, Miguel.

Jesus Christ. I'm trying to explain something to you here.
Yuh be, sana bir şey açıklamaya çalışıyorum.

And to explain something I don't rightly understand myself?
Kendimin bile tam olarak anlamadığım bir şeyi açıklamak?

I want to explain something to you and I need you to really listen to me.
Sana bir şey açıklamak istiyorum ve beni dikkatle dinlemelisin.

I-I need to explain something to you first.
İlk olarak, sana bir şey açıklamak istiyorum.

I want to try to explain something about this evening.- Alan….
Alan… Bu geceyle ilgili bir şey açıklamak istiyorum.

Alan… I want to try to explain something about this evening.
Alan… Bu geceyle ilgili bir şey açıklamak istiyorum.

I think I need to explain something about tonight.
Bu geceyle ilgili bir şeyi açıklamam gerekiyor.

I want you to explain something to me.
Senden bir şeyi açıklamanı istiyorum.

Before I go I want to explain something.
Gitmeden önce birşeyi açıklamak istiyorum.

Okay, well, Kibner will be able to explain something.
Tamam. Aslında, Kibner bize birşeyler açıklayabilir.

I need your help right now to explain something to your mother.
Annene bir şeyi açıklamak için yardımına ihtiyacım var.

Detective said somebody would be coming by to explain something to me.
Dedektif bana bir şey açıklamak için birinin geleceğini söyledi.