TRYING TO DO SOMETHING in Turkish translation

['traiiŋ tə dəʊ 'sʌmθiŋ]
['traiiŋ tə dəʊ 'sʌmθiŋ]
bir şeyler yapmaya çalışıyorum
bir şeyler başarmaya çalışıyorum
bir şeyi deneyerek

Examples of using Trying to do something in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
But I am trying to do something real, and that was not it.
Bir dizide başrol olmayı tabii ki istiyorum… ama ben sahici bir şey yapmaya Çalışıyorum ve bu dizi öyle değil.
I'm finally trying to do something to help, and nobody believes me! Oh,!
Olamaz! Sonunda yardımcı olmak için bir şeyler yapmaya çalışıyorum ama kimse inanmıyor!
Oh, no. I'm finally trying to do something to help, and nobody believes me!
Olamaz! Sonunda yardımcı olmak için bir şeyler yapmaya çalışıyorum ama kimse inanmıyor!
Look, I-I know it sounds like-- I mean, it is a lot of money, but I-I'm trying to do something that's never been done before.
Bakın, bu kulağa… demek İstediğim, bu çok büyük para… ama ben daha önce yapılmamış bir şey yapmaya çalışıyorum.
Then, I started to see that all my life I have been trying to do something great.
Sonra, tüm hayatım boyunca büyük bir şeyler yapmak için çabalamış olduğumu gördüm.
I could have done something about it, could have lost my life trying to do something about it, could have been rounded up right along with the rest of them.
Bu konuda bir şeyler yapabilirdim bir şey yapmaya çalışırken hayatımı kaybedebilirdim onca zaman geride kalanları toparlıyor olabilirdim.
They're applauding you for actually trying to do something, instead of ignoring the problem, like them.
Onlar gibi sorunu görmezden gelmektense bir şeyler yapmaya çalıştığın için seni alkışlıyorlar.
I told you that, so that you wouldn't spend what time we had left trying to do something.
Sana söyledim kalan zamanımızı bir şeyler deneyerek geçirmeni istemedim.
Instead of ignoring the problem, like them. They're applauding you for actually trying to do something.
Onlar gibi sorunu görmezden gelmektense… bir şeyler yapmaya çalıştığın için seni alkışlıyorlar.
The point is that I was trying to do something nice for Alexis.
Asıl konu, benim Alexis için güzel bir şey yapmaya çalışıyor olmam… ama öyle görünüyor
I told you that, so that you wouldn't spend what time we had left trying to do something.
Geçirmemeni istememdi. bir şeylere çabalayarak… seni kalan zamanımızı Öyle söylememin sebebi.
I'm just one man in the city trying to do something right, that's all. No.
Hayır, ben sadece şehirde doğru bir şey yapmaya çalışan bir adamım.
Look, at least hes trying to do something good in order to get people to like him this time.
Bakın, en azından o bu sefer insanların ondan hoşlanması için iyi şeyler yapmaya çalışıyor.
I mean, I have no connections but shows up trying to do something at my age.
Demek istediğim, bağlantıları olmayan biri bu yaşında ortaya atılıp bir şeyler yapmaya çalışıyor falan.
No… I'm just one man in the city trying to do something right, that's all.
Hayır, ben sadece şehirde doğru bir şey yapmaya çalışan bir adamım.
Try to do something good with it.
İyi bir şeyler yapmaya çalışıyorum.
I bring you to a place like this, try to do something nice.
Seni bu gibi bir yere getirip iyi bir şeyler yapmaya çalışıyorum.
She might try to do something about it.
Ama belki o bir şey yapmaya kalkar.
Look, you tried to do something good and you got twisted up in the system.
Bak, sen iyi bir şey yapmaya çalıştın ve sisteme takıldın.
I try to do something nice, and you just throw it back in my face.
Ben iyi birşeyler yapmaya çalışıyorum ama sen yüzüme geri fırlatıyorsun.
Results: 48, Time: 0.0644

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish