YOU'RE TRYING TO SAVE in Turkish translation

[jʊər 'traiiŋ tə seiv]

Examples of using You're trying to save in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
You're trying to save Jace Herondale. Please.
Jace Herondalei kurtarmaya çalışıyorsun. Lütfen.
Guys? That girl you're trying to saveis Nora friggin' Darhk?
Millet? Kurtarmaya çalıştığınız kız var ya?
I know why you're trying to save us all. Listen.
Neden hepimizi kurtarmaya çalıştığını biliyorum. Dinle.
Do you? To all of the Earths you're trying to save?
Sana olacakları? Kurtarmaya çalıştığın Dünyalara olacakları?
And you're trying to save me.
Ve beni kurtarmaya çalışıyorsun.
Guys? is Nora friggin' Darhk. That girl you're trying to save.
Millet? Kurtarmaya çalıştığınız kız var ya?
Listen. I know why you're trying to save us all.
Neden hepimizi kurtarmaya çalıştığını biliyorum. Dinle.
To all of the Earths you're trying to save? Do you?.
Kurtarmaya çalıştığın Dünyalara olacakları? Sana olacakları?
Yes, you're trying to save the world. I remember.
Evet, dünyayı kurtarmaya çalışıyorsun.
Guys? That girl you're trying to save.
Kurtarmaya çalıştığınız kız var ya? Millet?
Listen. I know why you're trying to save us all.
Dinle. Neden hepimizi kurtarmaya çalıştığını biliyorum.
You're trying to save two innocent lives by letting Porter go and keeping eyes on him.
Porterın gitmesine izin vererek iki masum canı kurtarmaya çalışıyorsun.
I know why you're trying to save us all. Listen.
Dinle. Neden hepimizi kurtarmaya çalıştığını biliyorum.
You're trying to save Jack by appealing to my sense of justice.
Adalet anlayışıma itiraz ederek Jacki kurtarmaya çalışıyorsun.
I know you're trying to save your son, Keep going.
Devam edin. Oğlunu kurtarmaya çalıştığını biliyorum.
I think you're trying to save your Dwarvish friends.
Bence Cüce arkadaşlarını kurtarmaya çalışıyorsun.
Keep going. I know you're trying to save your son.
Devam edin. Oğlunu kurtarmaya çalıştığını biliyorum.
Daddy, you're trying to save your reputation.
Baba itibarını kurtarmaya çalışıyorsun.
You couldn't save your brother, so you're trying to save Shayn.
Kardeşini kurtaramadığın için Shayni kurtarmaya çalışıyorsun.
Yes, you're trying to save the world.
Evet, dünyayı kurtarmaya çalışıyorsun.
Results: 87, Time: 0.047

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish