DON'T BLAME ME - Turkce'ya çeviri

[dəʊnt bleim miː]
[dəʊnt bleim miː]
benim suçum değil
kabahat bende değil
suç benim değil
suçu bana atma

Don't blame me Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Don't blame me, Mr Francatelli, blame the Baroness.
Beni suçlamayın Bay Francatelli, Baronesi suçlayın.
Don't blame me again for taking.
Yine beni suçlamaya kalkışmayın.
If you lose this war don't blame me.
Savaşı kaybederseniz suç benim değil.
Don't blame me if you're stung by BRAI bees. Dang it!
Kahretsin! BRAI arıları seni sokarsa beni suçlama.
Don't blame me.
Beni suçlamaya çalışma.
Don't blame me. Have you ever seen ice?
Beni suçlamayın. Siz hiç buz gördünüz mü?
If you lose this war don't blame me. Bartender.
Barmen. Savaşı kaybederseniz suç benim değil.
Look, don't blame me if you get swallowed up by lava.
Bak, eğer lav seni yutarsa beni suçlama.
Twenty percent?- Don't blame me.
Beni suçlamaya kalkma.- Yüzde yirmi.
Don't blame me if the Cabal is one step ahead of you.
Cabal bir adım önünüzde diye beni suçlamayın.
I didn't kill her.- Don't blame me.
Onu ben öldürmedim. Beni suçlama.
Don't blame me.- Twenty percent?
Beni suçlamaya kalkma.- Yüzde yirmi?
If you're late and they're dry, don't blame me.
Geç kalırsan ve soğurlarsa beni suçlamayın.
Okay. Don't blame me if something happens to you.
Başına bir şey gelirse beni suçlama. Tamam.
Whatever you say, but don't blame me if you get your throat cut.
Nasıl isterseniz efendim, ama boğazınız kesilirse beni suçlamayın.
Don't blame me for your lack of analytical powers.
Analiz yeteneklerinin eksikliğinden dolayı beni suçlamaya kalkma.
Okay. Don't blame me if something happens to you.
Tamam. Başına bir şey gelirse beni suçlama.
Don't blame me if they set a trap for you.
Size tuzak kurdular diye beni suçlamayın.
Don't blame me for your mistakes.
Kendi hataların yüzünden beni suçlamaya kalkma.
General Short gave the order. Don't blame me.
General Short verdi, bu emri. Beni suçlamayın.
Sonuçlar: 330, Zaman: 0.0572

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce