BLAME MYSELF in Turkish translation

[bleim mai'self]
[bleim mai'self]
kendimi suçlarım
kendimi suçlamalıyım
kendimi suçladığım
kendimi güvenilir sandığım evet birine güvendiğim için suçladım

Examples of using Blame myself in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
it helps me blame myself less for what I am.
olduğum konusunda kendimi suçlamama yardım ediyor.
Now, I can only blame myself.
Şimdi, sadece suçluyorum kendimi.
She seems forever adrift and I can't help but blame myself.
Sonsuza dek başıboş kalmış gibi görünüyor ve ben kendimi suçlamaktan başka bir şey yapamıyorum.
I blame myself constantly.
Bunun için sıkça kendimi suçladım.
I blame myself enough already.
Ben zaten yeterince suçluyorum kendimi.
Blame myself thinking my mom died because I was incompetent. And I no longer.
Annem benim beceriksizliğim yüzünden öldü Ve artık düşüncesiyle kendimi suçlamıyorum.
Not blame myself. It's still hard for me to.
Hâlâ çok zor… benim için… kendimi suçlamamak.
Not blame myself. for me to… It's still hard.
Hâlâ çok zor… benim için… kendimi suçlamamak.
I can only blame myself… if I gave you the impression that my decision was final.
Kendimden başka suçlayacak kimsem yok. Size kararımın değişmeyeceği izlenimini verdiysem.
Blame myself?
Kendimi suçlamak mı?
I can only blame myself.
Sadece kendimi suçlayabilirim.
Blame myself for what?
Ne için kendimi suçlayayım ki?
Blame myself for what?
Kendimi suçlamak mı, ne için?
I can only blame myself.
Sadece kendimi suçlamaliyim.
No, blame me. I blame myself.
Kendimi suçluyorum. -Hayır, beni suçla.
I still blame myself for his death.
Hala onun ölümünden kendimi suçlu tutuyorum.
What the agency did to him… I can't help but blame myself.
Örgütün ona yaptığı şey yüzünden kendimi suçlamadan edemiyorum.
I blame myself for ever letting Kelly be friends with Brooke and Polly to begin with.
Ben kendimi suçluyorum… Kellynin Brooke ve Pooly ile arkadaşlık yaptığı için bile.
I blame myself for not telling you to back off, but um… I took it out on your coach.
Sana geri çekil demediğim için kendimi suçluyorum ama… hırsımı koçundan aldım.
And if you go now and something happens to you, then I would blame myself for the rest of my life because I would blown my chance to help.
Şimdi gidersen, sana bir şey olursa, hayatım boyunca yardım etme şansımı mahvettiğim için kendimi suçlarım.
Results: 78, Time: 0.0435

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish