DEPLOYED in Turkish translation

[di'ploid]
[di'ploid]
konuşlandırılmış
yerleştirildi
settle
to move
to unpack
to some place
to be relocated
görevli
mission
duty
task
assignment
job
quest
post
challenge
service
position
mevzilendi
dağıtılan
distributed
deployed
you're dealt
by the recently disbanded
laid
meliodas
gönderdi
to send
dispatch
submit
to post
konuşlandırıldı
konuşlandırdı
görevde
mission
duty
task
assignment
job
quest
post
challenge
service
position
yerleştirdi
settle
to move
to unpack
to some place
to be relocated

Examples of using Deployed in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And I'm sorry for being me deployed to arrest you.
Ve benim olduğum için özür dilerim seni tutuklamak için konuşlandırdı.
Payload accidentally deployed when we were landing.
İniş yaparken, taşınan yük yanlışlıkla açıldı.
Deploying the lights. Lights deployed.
Işıkları yerleştiriyorum. Işıklar yerleştirildi.
Chalk 2 deployed.
Chalk 2, mevzilendi.
Parachute deployed.- MAN'S VOICE: Warning.
Paraşüt konuşlandırıldı.- Uyarı.
The airbag deployed before the crash, not after.
Hava yastığı kazadan sonra değil önce açılmış.
You deployed your valve too high.
Sen valfı çok yüksek konuşlandırdı.
Upon impact, Jennifer's passenger-side airbag deployed.
Darbeyle birlikte Jenniferın yolcu hava yastığı açıldı.
Deploy algorithm. Algorithm deployed.
Algoritmayı yerleştir. Algoritma yerleştirildi.
We're talking thousands of men deployed here and abroad.
Burada ve yurtdışında konuşlanmış binlerce adamdan bahsediyoruz.
Tanks and soldiers deployed in Marawi to flush out the remaining members of the Maute group.
Tank ve askerler Maute örgütünün son üyelerini yakalamak için Marawide konuşlandırıldı.
Airbag deployed.
Hava yastığı açılmış.
Before he deployed.
Önce o konuşlandırdı.
Commencing deceleration. Hatch deployed.
Hız kesme işlemi başlıyor. Kapak açıldı.
Now tracing the first of the deployed units.
Şimdi konuşlanmış birimlerin ilkini izliyoruz.
No. I'm not officially deployed.
Resmi olarak görevde değilim. Hayır.
Drone deployed.
Drone konuşlandırıldı.
As the car began to roll over, the airbags deployed.
Araba yuvarlanmaya başladığında, hava yastıkları açılmış.
Matt. Before he deployed.
Mat. Önce o konuşlandırdı.
Commencing deceleration. Hatch deployed.
Yavaşlama başlıyor. Kapak açıldı.
Results: 157, Time: 0.2256

Top dictionary queries

English - Turkish