DEPLOYING in Turkish translation

[di'ploiiŋ]
[di'ploiiŋ]
yerleştirilmesi
settle
to move
to unpack
to some place
to be relocated
konuşlandırmayı
görevlendiriliyor
yerleştiriliyor
settle
to move
to unpack
to some place
to be relocated
mevzilendirmek çok

Examples of using Deploying in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Copy. Deploying extension bridge.
Uzatma köprüsü açıldı. Anlaşıldı.
Suckers! Deploying missiles!
Füzeler bırakılıyor. Enayiler!
Deploying missiles. Suckers!
Füzeler bırakılıyor. Enayiler!
Deploying ice drill.
Buz sondaji yerlestiriliyor.
It takes too much time. Deploying them into battle.
Onları savaşta mevzilendirmek çok zaman alıyor.
Deploying them into battle, it takes too much time.
Onları savaşta mevzilendirmek çok zaman alıyor.
It hasn't stopped him from deploying bio-weapons against me!
Bana karşı biyolojik silah kullanmasına engel olmadı bu!
From deploying bio-weapons against me! Well, it hasn't stopped him!
Bana karşı biyolojik silah kullanmasına engel olmadı bu!
Deploying full array of ambush virus variants inside barriers.
FnGeorgia} Bariyerler içine tam tuzaklı çeşitli virüsler ekleniyor.
Deploying them now.
Onları şimdi gönderiyorum.
Deploying battering ram.
Koçbaşıyla dağıtma.
No, preventing Parish from deploying these weapons is.
Önemli olan, Parishin bu silahları yaymasını önlemek.
Deploying missiles.
Füzeler bırakılıyor.
Okay, deploying the basket.
Tamam, sepeti indiriyorum.
Deploying the arm.
Kolu açıyorum.
Feet. Deploying the arm.
Kolu açıyorum. 2200 fit.
Feet. Deploying the arm.
Fit. Kolu açıyorum.
Deploying high-altitude vacuum seal.
Yüksek irtifa vakum tıkacını kullan.
If we can't make the workshop safe for considering deploying the dome on the surface. long-term habitation, we're going to need to start.
Kubbeyi yüzeye konuşlandırmayı düşünmeye başlamamız gerekecek. Eğer atölyeyi uzun soluklu yaşam için güvenli kılamazsak.
If we can't make the workshop safe for long-term habitation, we're going to need to start considering deploying the dome on the surface.
Kubbeyi yüzeye konuşlandırmayı düşünmeye başlamamız gerekecek. Eğer atölyeyi uzun soluklu yaşam için güvenli kılamazsak.
Results: 70, Time: 0.0564

Top dictionary queries

English - Turkish