DON'T PANIC in Turkish translation

[dəʊnt 'pænik]
[dəʊnt 'pænik]
panik yapma
to panic
panikleme
panicking
panik olma
telaşlanmasın
paniklemeyin
panicking
paniğe kapılmayın
paniklemezse
panicking
panik yapmayı
to panic
panik yapmasın
to panic

Examples of using Don't panic in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Come on. If you hear any strange noises in the night, don't panic.
Eğer gece tuhaf sesler duyarsan sakın korkma. Haydi!
All right, thanks. You just stay here and don't panic.
Pekala, sağol. Sadece burada kal ve panik yapma.
Don't panic, but there's a couple of coyotes over there.
Panik yapmayın ama şurda bir kaç tane çakal var.
Oh, please-- please don't panic, Miss Quinn.
Lütfen, lütfen paniklemeyin, Bayan Quinn.
Don't panic, I'm not accepting.- Kitty.
It's gonna be chapter one in my… Don't panic.
Panikleme. Bu benim kitabımın birinci bölümü.
hear a voice, don't panic.
bir ses duyarsan sakın korkma.
All of Shaolin is counting on him. Don't panic.
Shaolinin tümü ona güveniyor. Panik yapma.
Don't panic. Stay back!
Geri çekilin! Panik olma!
Don't panic. I'm sure Tom will know how to handle this problem.
Panik yapmayın. Tomun bu problemin üstesinden nasıl gelineceğini bildiğine eminim.
Don't panic we won't harm anyone.
Paniğe kapılmayın, kimseye zarar vermeyeceğiz.
Don't panic. Just turn your head over to the other side.
Paniklemeyin. Yalnızca… kafanızı diğer tarafa eğin.
Don't panic. No, no, no!
Hayır! Paniğe kapılma. Hayır!
Don't panic. I will join you in a minute.
Panikleme. Bir dakika içinde katılırım.
Don't panic. All of Shaolin is counting on him.
Shaolinin tümü ona güveniyor. Panik yapma.
Now, don't panic, but I saw a guy out front.
Şimdi, panik yapmayın, ancak önünde bir adam gördüm.
Don't panic, there is only one solution.
Paniğe kapılmayın, Tek bir çıkış yolu var.
Just turn your head over to the other side. Don't panic.
Paniklemeyin. Yalnızca… kafanızı diğer tarafa eğin.
He's got five minutes of air if he don't panic.
Eğer paniklemezse o çocuğun beş dakikalık havası var.
But I have been involuntarily committed to a facility called Highland Creek Just don't panic.
Sadece panikleme. Pensilvanyadaki Highland Creek denen bir tesiste iradem dışında alıkoyuldum.
Results: 563, Time: 0.0481

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish