ECHOED in Turkish translation

['ekəʊd]
['ekəʊd]
yineledi
to reiterate
to repeat
to redo
yankılandı
yankı
echo
reverberation
repercussions
reverb
reverberant
yineleyerek
to reiterate
to repeat
to redo
tekrarlayarak
repeating
echoed
over and over again and

Examples of using Echoed in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bulgarian Foreign Minister Ivailo Kalfin, whose country currently serves as Chairman-in-Office of the SEECP, echoed Rupel's call for mutual support.
SEECP Dönem Başkanı Bulgaristanın Dışişleri Bakanı İvaylo Kalfin ise Rupelin karşılıklı destek çağrısını yineledi.
which clearly echoed the mandate and philosophy of many of the posts of the Dread Pirate Roberts.
açıkça yankılandı ki görev ve felsefe mesajların birçok Korkunç Korsan Roberts.
That evening, while the laments of his blood brother Seraphim echoed in the night, my father Vitomir swam across the entire Adriatic Sea, with his eyes full with tears.
O akşam, kan kardeşi Serafimin gözyaşları gecede yankı yaparken babam Vitomir bütün Adriyatik Denizini gözyaşlarını akıtarak, yüzerek geçti.
both in Macedonian and Albanian-language dailies on Monday, EU foreign policy chief Javier Solana echoed the words of the EU foreign ministers.
Arnavutça çıkan gazetelerde yayınlanan bir makalede, AB güvenlik şefi Javier Solana AB dışişleri bakanlarının sözlerini yineledi.
the man who drew crowds with his miracles and his words, which echoed in every corner.
Onun mucizeleri ve kendi sözleri Dünyanın her köşesinde yankılandı.
Ozkok echoed his words, saying that Turkey would follow developments closely since instability in Iraq would directly affect his country.
Özkök de bakanın ifadesini tekrarlayarak, Irakta meydana gelecek bir istikrarsızlık Türkiyeyi doğrudan etkileyeceğinden, ülkesinin gelişmeleri yakından takip edeceğini belirtti.
His words echoed a similar statement from US State Department spokesman Sean McCormack, who said such steps would facilitate the region's integration in Euro-Atlantic institutions.
Takinin sözleri, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormackın bu gibi adımların bölgenin Avrupa-Atlantik kurumlarına entegrasyonunu kolaylaştıracağı şeklinde benzer bir açıklamasını yineledi.
The cruel ironies of the Dilawar story echoed an ongoing debate in the halls of Congress about detainee abuse, national security, and the rule of law.
Dilawarın öyküsünün acı tesadüfleri Amerikan Kongresinde devam eden, tutuklulara kötü muamele ulusal güvenlik ve hukukun üstünlüğüne dair tartışmalarda yankı buldu.
Britain on Monday(April 6th) echoed US President Barack Obama's call for Turkey's full membership in the EU.
İngiltere 6 Nisan Pazartesi günü ABD Başkanı Barack Obamanın Türkiyenin ABye tam üyeliği yönünde yaptığı çağrıyı yineledi.
Deputy Prime Minister Hajredin Kuqi echoed that stance, insisting that Kosovo"is a special case.
Başbakan Yardımcısı Hayredin Kuki de aynı tutumu yineleyerek, Kosovanın'' özel bir vaka'' olduğunu vurguladı.
Speaking after the council's 10th session, held in Sarajevo on Thursday, Croatian President Stipe Mesic echoed his counterpart's words.
Hırvatistan Cumhurbaşkanı Stipe Mesiç de Perşembe günü Saraybosnada düzenlenen konseyin 10uncu toplantısı sonrasında yaptığı konuşmada mevkidaşının ifadelerini yineledi.
Tadic echoed the importance of achieving"an atmosphere of friendship", saying his country seeks the best possible relations in all fields.
Tadiç de'' bir dostluk atmosferi'' elde etmenin önemini yineleyerek, ülkesinin tüm alanlarda mümkün olan en iyi ilişkileri istediğini söyledi.
Kosovo analyst Seb Bytyci heading the Pristina-based Balkan Policy Institute echoed Tirana's arguments.
Priştine merkezli Balkan Politika Enstitüsünün Başkanı olan Kosovalı analist Seb Bitiki de Tiranın savlarını yineledi.
US Ambassador to Serbia-Montenegro Michael C. Polt echoed DiCarlo's remarks, emphasising that Washington considers it very important to step up economic co-operation with the Balkan country.
ABDnin Sırbistan-Karadağ Büyükelçisi Michael C. Polt da DiCarlonun sözlerini yineleyerek, Washingtonun Balkan ülkesiyle olan ekonomik işbirliğinin ilerletilmesine son derece önem verdiğini belirtti.
the Macedonian president also met with NATO Secretary-General Jaap de Hoop Scheffer, who echoed the messages of his EU colleagues.
bir araya geldiği NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer da ABli çalışma arkadaşlarının mesajlarını yineledi.
Foreign Minister Vuk Draskovic echoed those comments, forecasting that the co-operation issue will be resolved soon.
Dışişleri Bakanı Vuk Draskoviç de bu sözleri yineleyerek, işbirliği meselesinin yakında çözüleceği öngörüsünde bulundu.
It's all about parents' choice, and I found that strongly echoed on the Catholic side.
Her şey, anne-babaların tercihiyle ilgili'' ve bunu Katolik tarafında şiddetle yankılanırken buluyordum.
Chris Younie for 4Music echoed Gallucci's sentiments, writing that it is one of the best songs on the album.
Musicten Chris Younie, Galluccinin düşüncelerini yineleyerek, şarkının albümün en iyilerinden biri olduğunu yazdı.
Something about the King's words echoed in many people that winter and spring, including three women in Granliveien.
Mevsimlerden ilkbahar-kış, kralın sözleri Granliveiende yaşayan üç kadını olduğu gibi birçok insanı da derinden etkiledi.
Prime Minister Mirko Cvetkovic echoed those remarks, saying his government is ready to act on a recent UN General Assembly resolution calling for talks.
Başbakan Mirko Zvetkoviç de bu sözleri yinelerek, hükümetinin BM Genel Meclisinin müzakere çağrısında bulunan yakın tarihli bir kararı üzerine hareket etmeye hazır olduğunu söyledi.
Results: 56, Time: 0.083

Top dictionary queries

English - Turkish