FAR LESS in Turkish translation

• çok daha az
• çok daha
• daha ileriler

Examples of using Far less in English and their translations into Turkish

I believe also, our generation, our relationship to satisfying what we want is far less tangible than any other previous generation.
Ben de inanıyorum, bizim neslimiz, bizim istediğimizi tatmin edecek olanla ilişkimiz daha önce gelen nesillerden çok daha az somut.

The competitor." Anyway, the competitor-- she stole a job from me, even though she's far less qualified.
Her neyse, rakip iş çaldı benden çok daha az yeterli olmasına rağmen.

The sun and the moon of the underworld give far less light than the sun and the moon of the earth.
Yeraltı âleminin güneşi ve ayı çok daha az ışık verir.

Though rather less messy, of course, and far less call for condoms.
Yine de, ortalık daha az dağıIır tabi ki ve çok daha az kondom gerekir.

you came into her life during a summer where three other children met a far less pleasant fate at the hands of someone even more twisted than Connie.
onun hayatına girdiğiniz yaz üç çocuk çok daha kötü bir kaderle karşılaşmışlar. Connieden bile çok daha sapkın birinin eline düşmüşler.

I disconnected these wires just to show you how absurdly easy it would be for anyone, far less ingenious and far less resourceful than Giles Conover to do the same thing.
Tek amacım bunun herhangi biri için ne kadar kolay olacağını göstermekti. Kaldı ki, Giles Conover bu işi yapmak için çok daha akıllı ve çok daha becerikli biri.

myosin filaments each have a specific and constant length in the order of a few micrometers, far less than the length of the elongated muscle cell a few millimeters in the case of human skeletal muscle cells.
miyozin filamentlerinin her biri belirli ve sabit, birkaç mikrometrelik bir uzunluğa sahiptir ki bu uzatılmış bir kas hücresinin uzunluğundan( örneğin insan iskelet kası hücrelerinde birkaç milimetrelik) çok daha küçüktür.

So far, less than 15%¤ say they were doing it for health.
Şu ana kadar,… yüzde 15ten daha azı sağlık için yaptığını söyledi.

You and your truffles present a far lesser challenge.
Siz ve sizin gibi mantarlarla çok dahaaz mücadele gerekir.

Far less proud.
Çok daha az gururlu.

Or far less.
Ya da çok daha az.

Far less messy.
Ortalığı daha az batırmalıydın.

Far less indeed.
Çok daha az içmişler.

Far less intrusive.
Daha az'' izinsizce.

Far less rich, far less profitable.
Çok daha az zengin, çok daha az karlı.

Far less than begging.
Dilencilikten çok daha az.

And far less bumpy.
Tabii çok daha az sarsıntılı da.

Honestly, far less tragic.
Dürüst olmak gerekirse, daha az trajik olacak.

And far less bumpy.
Hem daha engebesizdi.

It's far less invasive.
Çok daha az bozulma olur.