Examples of using Heading in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
The racers enter the quarry, heading to the finish line.
The only thing you have left is down the hall, heading for a liver biopsy.
Kalan tek şeyin koridorun sonunda bir karaciğer biyopsisine gidiyor.Phillip Allen will be heading the agency.
Same heading, same speed.
Computer, trim heading by. 31 degrees port.
Heading 017 mark 3.
Işaret 3 istikametinde.Heading north.
We should be heading out anyway, so… all right, guys. hey.
Bourne is just leaving the west service corridor heading for the lobby.
The vehicle has left the highway and heading south toward the city.
Şüpheli araç, otoyolu terketti… ve Carson Caddesi boyunca güneye ilerliyor.Target's still moving, heading towards the number two stairwell.
Hedef hala hareket ediyor, iki numaralı merdivene doğru gidiyor.Aryan alliance is supposed to be heading this march.
Bu yürüyüşün başında Aryan ittifakı olmalı.You need to maintain this heading and this airspeed.
Bu rotayı ve hızı koruman gerekecek.Degrees. Heading--vector one.
Yön: Vektör bir, 9 derece.Intruder heading north.
İşgalci kuzey istikametinde.A battleship just de-folded in Area 108, heading directly towards us!
Bir savaşgemisi az önce Bölge 108de uzay atlamasından çıktı, doğrudan bize yöneldi.I suppose to some people, that creature comes under the heading of"pets.
Sanırım bazı insanlara, o yaratık'' evcil hayvanlar'' başlığı altında gelir.Heading to the finish line.{Y: i}The racers enter the quarry.
Yarışçılar taş ocağına giriyor ve bitiş çizgisine ilerliyor.Heading north on Grant, sir.
I'm just anxious as I'm heading the staff.
Ekibin başında olduğum için endişeleniyorum.
