IT HAS TO DO in Turkish translation

• ilgisi var
• alakası var
• yapmak zorunda
• gereken
• yapılması gerekiyor
• ilgili bir şey

Examples of using It has to do in English and their translations into Turkish

All it has to do, is take its pick.
Tek yapması gereken toplamak.

I don't know what you're on about or what it has to do with Anita.
Neyin pesindesin ya da Anita ile ne ilgisi var anlamiyorum.

Part of it has to do with a murder.
Bir cinayetle ilgili. Exleyin araştırdığı.

And it has to do with Becky how?
Peki Beckyyle ne ilgisi var?

No, I think it has to do with the flag of the Mapuche people.
Hayır, bunu yapmak için olduğunu düşünüyorum.

I bet it has to do with that tape.
O kasetle ilgisi olduğuna iddiaya girerim.

All it has to do is pick up the engine and move it..
Tek yapması gereken motoru alıp hareket ettirmek.

I'm just not quite sure what it has to do with me.
Benimle ne yapması gerektiğinden tam olarak emin değilim.

It has to do with professor pyg, I.
Professor Pyg ile bunların bi ilgisi olmalı.

All it has to do is watch the clock go down.
Tek yapması gereken saatin geçmesini izlemek.

Yes, all right, it has to do with siblings.
Evet, kardeşlerle yapılacak işler var.

It has to do with your brother and last July 4th.
Senin kardeşin ve geçen 4 Temmuz ile alakalı.

What if it has to do with what happened that night?
Ya o gece olanlarla bir alakası varsa?

It has to do with how you treated me last night.
Dün gece bana karşı takındığın tavırla alakalı.

It has to do with Zakaria Hassan.
Zakaria Hassan ile bir ilgisi var.

It has to do with the potassium transfer rate between cells.
Hücreler arasındaki potasyum transfer oranına göre yapılmak zorunda.

I think it has to do with Mark.
Bence Mark ile ilgisi olmalı.

It has to do with frontal lobe activity.
Beynin ön lobu ile alakalı olması lazım.

I don't know what it is or what it has to do with me.
Ne olduğunu ya da benimle ne işi olduğunu bilmiyorum.

I think it has to do with Diana.
Bence Diana ile bir alakası var.