MAYBE in Turkish translation

• belki
• olabilir
• galiba
• belkide

Examples of using Maybe in English and their translations into Turkish

Not bad, but maybe expensive, which is why I need a favour.
Çok kötü değil, ama biraz pahalı, bu yüzden bir iyiliğe ihtiyacım var.

Guess, guess maybe I won't even wear those boxers!
Belki, belki, bokserımı bile giymem!

Do you think that maybe Ruth's out of town?
Ruth şehir dışında olabilir mi acaba?

Maybe I… was kind of wondering if Keith would still be.
Keith hala benimle olabilir mi acabi diye.

And maybe someday real soon you will wake up from your long sleep.
Ve belki çok yakın bir zamanda, derin uykundan uyanacaksın.

Maybe deep down inside he hates me a little.
Bence içten içe, benden biraz nefret ediyor.

Maybe Ms. Folliat no longer owns the property, but could teach survival tricks Marines.
Bayan Folliat malikanenin artık sahibi olmayabilir, fakat Denizcilere hayatta kalma becerisini öğretebilir.

Maybe just a few, but that's good enough for me.
Belki çok azına ediyorlar ama bu benim için yeter.

Maybe I will send you a postcard from the other side.
Bakarsın diğer taraftan kartpostal gönderirim.

Maybe next time,
Belki başka sefere Büyük Kahuna

Maybe we will get to see the rest of what happened that night real soon.
Belki çok yakında o gece olanların hepsini öğreniriz.

Maybe that's because you always woke me up, barking in your sleep.
Ya da beni erkenden uyandirdigin için. Uykunda havliyorsun.

And then maybe Lenny wouldn't freak out and ruin my family!
Belki sonra Lenny kafayı sıyırıp ailemi mahvetmez!

Thought maybe the person I'm looking for came in with a different story.
Aradığım kişi belki başka bir hikayeyle gelmiştir diye düşündüm.

Maybe you would be more comfortable talking to another doctor, but.
Belki başka bir doktorla konuşurken kendini daha rahat hissedersin.

Maybe crazier. I'm not leaving until I say something.
Belki çok daha deliyimdir çünkü söyleyeceklerim var ve söylemeden de gitmeyeceğim.

A- And then maybe a minute later, I heard an argument.
Bir dakika falan sonra da tartışmalar duydum.

Maybe we save the Kyle for, like, a special occasion, like.
Bence Kyleı Hanuka Bayramı gibi özel bir güne saklayalım.

Take your grandkids to the zoo. Maybe even go see a ball game.
Torunlarını hayvanat bahçesine götür ya da bir maça git.

Maybe I will discover things I don't want to know about myself?
Ya kendimle ilgili bilmek istemediğim bir şeyleri keşfedersem?