TRIED TO KEEP in Turkish translation

[traid tə kiːp]
[traid tə kiːp]
tutulmasına çalıştı
tutmayı da sürdürdün ve evin yıkılmasını önlemeye çalıştın
kalmaya çalıştı
tutmaya çalıştın
tutmaya çalıştık
tutup malikânenin dağılmasını engellemeye çalıştın

Examples of using Tried to keep in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
By busting Phelps, you stumbled onto something the LAPD's tried to keep quiet.
Phelpsi yakalayarak Los Angeles polisinin gizli tutmaya çalıştığı bir şeye çarptınız.
We tried to keep it a secret.
Biz bunu bir sır olarak saklamaya çalıştık.
I've… always tried to keep them at arm's length myself.
Ben… onları daima kol mesafesinde tutmaya çalışmışımdır.
Their parents tried to keep them apart.
Anne ve babaları onları ayrı tutmaya çalıştılar.
The owner tried to keep the rents low.
Kiraları düşük tutmaya çalıştılar.
Some, like Angela, even tried to keep their babies.
Angela gibi bazıları da bebeklerini tutmaya çalıştılar.
So I just held the baby, tried to keep him calm.
Öylece bebeği kucağıma aldım ve onu sakin tutmaya çalıştım.
We all tried to keep in touch, but you know how it is.
Hepimizde arkadaşlığımızı sürdürmeye çalıştık fakat nasıl olduğunu biliyorsunuz.
Logan tried to keep her in, but it changed the curse.
Logan onu içeride tutmaya çalışırken laneti değiştirdi.
Tried to keep him away. Mama.
Onu uzak tutmak için denedim. Anne.
This is where we came from- where they tried to keep us.
Burası geldiğimiz yer, bizi kapatmaya çalıştıkları yer.
I tried to keep track.
Ben takip etmeye çalıştım.
Tried to keep your animal desires under wraps.
Hayvani arzularını bastırmaya çalış.
You tried to keep me from our money!
Sen beni paramızdan ayırmaya çalıştın!
The old man soaked his hands in the water and tried to keep his head clear.
Yaşlı adam ellerini soğuk suyla ıslattı, zihnini açık tutmaya çalışıyordu.
My mother tried to keep me away from Tekken.
Annem beni Tekkenden uzak tutmaya çalışıyordu.
And tried to keep his head clear.
Kafasını esen tutmaya çalışıyordu.
This is a total disaster, like when the fat man tried to keep Michael Shannon.
Tam bir felaket… tıpkı şişman adamın Michael Shannonı sakinleştirmeye çalışması gibi.
No! i tried to keep you from this.
Hayır! Seni bunlardan uzak tutmaya çalıştım.
The owner tried to keep the rents low.
Mal sahibi kiraları düşük tutmaya çalışırdı.
Results: 123, Time: 0.0489

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish