WOULD EXPLAIN - Turkce'ya çeviri

• açıklayacak
• açıklar
• açıklıyor
• izah ediyor
• açıklar ayrıca masa testi sırasında hastanın komaya girmesine neden olur
• açıklardı
• açıklarsınız
• açıklanabilir
• bu açıklayabilir
• açıklayacak olursak

Would explain Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

I see no evidence that would explain your lapse in memory.
Belleğinde bu hatayı açıklayacak hiçbir hata göremedim.

That would explain why Warren was trying to flee, wouldn't it?
Bu Warrenın neden tüymeye çalıştığını açıklardı, değil mi?

Nothing that would explain why a bunch of gorillas were shooting at you last night.
Bir avuç gorilin sana geçen gece ateş etmesini açıklayacak bir şey yok.

That would explain what Shane was doing in the combat zone.
Bu Shanein o belalı yerde ne yaptığını açıklardı.

Why a bunch of gorillas were shooting at you last night. Nothing that would explain.
Bir avuç gorilin sana geçen gece ateş etmesini açıklayacak bir şey yok.

Mr. O'Brien, how do you think Kafka would explain this?
Bay OBrien,… sizce Kafka bunu nasıl açıklardı?

Were shooting at you last night. Nothing that would explain why a bunch of gorillas.
Bir avuç gorilin sana geçen gece ateş etmesini açıklayacak bir şey yok.

Sex with me would explain that.
Benimle sevişmesi bunu açıklardı.

That would explain the empty spots on the X-ray. Yeah.
Bu x-ray boş noktalar açıklardı. Evet.

Pregnancy would explain all of her symptoms.
Hamilelik tüm semptomlarını açıklardı.

Syphilitic vasculitis would explain the TIA.
perikardiyal inflamasyonu açıklardı.

Hashimoto's thyroiditis would explain.
bağırsak sorunlarını açıklardı.

It would explain her symptoms.
Bu semptomlarını açıklardı.

Titers were normal. Parkinson's would explain the hypothermia.
Titreler normaldi. Parkinson hipotermiyi açıklardı.

Tell me how most people would explain what just happened?
Söyle bana dışardaki insanlar, bunu nasıl açıklardı?

I would explain it to you, but your brain would explode.
Onu size açıklardım, ancak beyniniz patlardı.

Perhaps if the artist would explain in person.
Belki, ressam durumu şahsen açıklarsa.

Yeah, that would explain the… the weird fracture to his right arm.
Evet, ama bu… sağ kolundaki garip kırığı açıklamıyor.

If you would give me the courtesy to listen for one minute, I would explain.
Bir dakika beni dinleme nezaketini gösterirsen şayet, açıklarım.

If you had time, I would explain what that means.
Eğer vaktin olsaydı, bunun ne demek olduğunu sana açıklardım.