ABSOLVE in Turkish translation

[əb'zɒlv]
[əb'zɒlv]
affet
forgive
forgiveness
to pardon
bağışlıyorum
to donate
to forgive
forgiveness
spare
to pardon
donor-surrogate
temize
in
in 2004
in 2005
in 2003
in 1993
in 1995
in 1984
in 1994
in 1983
in 1985
arındırıyorum
to purge
purify
cleanse
be absolved
günahlarını
sin
sinful
confession
to confess
temptation
of iniquity

Examples of using Absolve in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I can't… excuse or absolve her of what she's done.
Yaptıklarından dolayı onu affedemem ya da temize çıkartamam.
anything that could absolve the big guy.
Koca adamı temize çıkarabilecek herşeye baktım.
And I absolve you from your sins in the name of the Father- and of the Son, and of the Holy Spirit.
Ben de seni Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına günahlarından arındırıyorum.
I changed the security passwords like you asked, anything that could absolve the Big Guy. looked for evidence the photos had been doctored.
Delil sayılan fotoğraflar üzerinde oynanmış mı, benden istediğin gibi, güvenlik şifrelerini değiştirdim Koca adamı temize çıkarabilecek herşeye baktım.
Pardon us, absolve us and have mercy on us,
Bağışla bizi, mağfiret et bizi,
So what, you want me to hear your confession and absolve you of all your sins?
Ne yani, itiraflarını dinlememi ve seni günahlarından arındırmamı mı istiyorsun?
That God may absolve them of their sins and reward them for the best that they had done.
Böyle olur Ki Allah onların yaptıklarının en kötülerini onlardan örtsün ve onları, yaptıklarının en güzeliyle mükafatlandırsın.
Call him back then, absolve him if he loves you, give him back his power.
O zaman onu geri çağır. Seni seviyorsa suçunu bağışla. Ona gücünü geri ver.
Under the power vested in me by the circuit court for Baltimore city… I absolve you of all your sins, Detective McNulty.
Baltimore Şehir Mahkemesinin bana verdiği yetkiye dayanarak seni azat ediyorum Dedektif McNulty.
let me, in His name, absolve thee and make thee whole in His sight.
seni aklayıp, Onun gözünde günahsız kılayım.
to live for ever there, and absolve their evil,-- This,
içinden ırmaklar akan cennetlere ebedi kalmak üzere soksun ve onların günahlarını örtsün. Elbette bu,
Absolve his memory?
Anısını aklayacak mı?
No one could absolve him!
Kimse onu günahlarından arındıramaz!
I absolve you from that.
Sizi bundan muaf tutuyorum.
Absolve my sins and purify me.
Günahlarımı affet, arıt beni.
Absolve my sins and purify me.
Günahlarımı affet ve beni arındır.
I have to absolve you first.
Önce seni günahlarından arındırmalıyım.
I absolve you of your sins!
Seni bağışlıyorum. Tanrı günahlarını affetsin!
Give you freedom, absolve you of responsibility.
Sana özgürlük verir, sorumluluklarından bağışlanırdın.
We absolve ourselves before You of all blame.
Onlardan uzak olduğumuzu sana arz ediyoruz.
Results: 684, Time: 0.0919

Top dictionary queries

English - Turkish