IMPLICATING in Turkish translation

['implikeitiŋ]
['implikeitiŋ]
suçladı
to blame
to accuse
to charge
to frame
to implicate
to indict
accusations
impeach
to condemn
lmpeach
karıştırmadan
to mix it up
to interfere
to pry
to get involved
meddling
to be involved
mingling
up
to mess with
ilişkilendiren
relationship
affair
connection
intercourse
relate
relations
get involved
association
have
link

Examples of using Implicating in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Seems someone leaked some documents implicating them in some kind of cover-up, and they think it was us.
Görünüşe göre birileri bazı belgeleri sızdırmış onları bir tür örtbasla suçlayan ve bizim yaptığımızı düşünüyorlar.
They also find evidence implicating the White Witch, guardian of the Luculla Forest, in the murder.
Ayrıca cinayet sırasında Luculla Ormanının koruyucusu olan Beyaz Cadının( White Witch) da olaya bulaştırıldığına dair kanıt bulurlar.
Would have ever asked Hunt to forge a cable J. implicating Kennedy in the assassination of the president of Vietnam?
Kennedyi işin içine sokan Vietnam başkanının cinayetinde? J. hiç Hunta bir kablonun sahtesini yapmayı söyledi mi?
Someone leaked some documents implicating them in some cover-up… and they think it was us.
Birileri onları bazı olayları örtbas etmekle suçlayan evraklar sızdırmış… ve bunu biz yaptık sanıyorlar.
Implicating them in some kind of cover-up, and they think it was us.
Birileri onları bazı olayları örtbas etmekle suçlayan evraklar sızdırmış…
And they think it was us. implicating them in some kind of cover-up,
Birileri onları bazı olayları örtbas etmekle suçlayan evraklar sızdırmış…
Seems someone leaked some documents implicating them in some kind of cover-up,
Birileri onları bazı olayları örtbas etmekle suçlayan evraklar sızdırmış…
You're gonna use it to bring him down without implicating us in any legal activity.
Bunu, bizi herhangi bir legal olaya… bulaştırmadan onu alaşağı etmek için kullanacaksın.
You get me everything you can implicating James as Ghost, and then I will do all
Sen bana Jamesin Ghost olduğunu gösteren bulabildiğin her şeyi getirirsen ben
It was his charming way of getting rid ofboth of us… killing Michael, implicating me!
Bu bizden kurtulmak için mükemmel bir yoldu Michaelı öldürerek beni de bu işe bulaştırmak!
Jack Bauer's acquired evidence implicating President Logan in David Palmer's death.
Jack Bauer, Başkan Loganın David Palmerın ölümüyle… bağlantılı olduğunu gösteren kanıt ele geçirmiş.
No. Seems someone some leaked documents The Germans. implicating them in a cover-up, and they think it was us.
Hayır, Almanları. Birileri onları bazı olayları örtbas etmekle suçlayan evraklar sızdırmış… ve bunu biz yaptık sanıyorlar.
Implicating them in a cover-up, The Germans. Seems someone some leaked documents No.
Hayır, Almanları. Birileri onları bazı olayları örtbas etmekle suçlayan evraklar sızdırmış…
I'm looking at a document that implicates you in a cover-up.
Seni örtbas etmekle suçlayan bir belgeye bakıyorum şu anda.
A report that implicates Omar.
Omarı suçlayan bir rapor.
Then you're welcome to look for evidence that implicates someone else. If you're so sure.
Başkasını suçlayan kanıt aramaya başlayabilirsin. O kadar eminsen.
If you're so sure, then you're welcome to look for evidence that implicates someone else.
Başkasını suçlayan kanıt aramaya başlayabilirsin. O kadar eminsen.
You don't have to implicate yourself.
Kendini bulaştırmana gerek yok.
I can't implicate Donnie.
Donnieye ima bile etmedim.
There was some question as to whether you were implicated in Colonel Strom's treachery.
Albay Stromun ihanetine karışmış olup olmadığın konusunda sorular vardı.
Results: 44, Time: 0.0531

Top dictionary queries

English - Turkish