OUR DIFFERENCES in Turkish translation

['aʊər 'difrənsiz]
['aʊər 'difrənsiz]
ayrılıklarımız
separation
breakup
break-up
parting
secession
farklı yönlerimiz
farklı görüşlere
biz farklılıklarımızı
farklılıklarımız olduğunu biliyorum ama bu görevde
farklıiıklarımıza

Examples of using Our differences in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
We have had our differences, but we have also just taken the haul of a lifetime.
Kendimizce farklılıklarımız var ama hayatımızın sadece bir kısmıyla tanıştık.
It won't be the First time the First mate and I have had our differences.
İlk kez ikinci kaptan olmuyorum ve durumun farkındayım.
you and I, we have had our differences.
benim fikir ayrılıklarımız oldu… ama ben asla.
I just… I know Alicia and I, we have had our differences.
Demek istediğim… Alicia ile aramızda ayrılıklar olduğunu biliyorum.
Like I said, we have had our differences.
Söylediğim gibi, bazı farklılıklar yaşandı.
I have had our differences in the past, but I have been waiting for the day when we would fight together on the same side.
benim fikir ayrılıklarımız olduğunu biliyorum ama aynı tarafta omuz omuza savaşacağımız günü hep bekliyordum.
But I think we should team up to catch him. Now, I know we have had our differences.
Fikir ayrılıklarımız olduğunu biliyorum ama onu yakalamak için birlikte çalışmalıyız.
It was not right that our differences should force a feud, but my wife stopped me from going after him.
Düşüncelerimizin farklılığı bizi düşman kılmak üzereydi. Ama karım peşinden gitmeme engel olmuştu.
What you can't calculate, Ultron, is that our differences are humanity's greatest strength.
Senin hesaplayamadığın şey Ultron, insanlığın en büyük gücünün bizim farklılıklarımız olduğudur.
You see, Pokerface, me and Merlin have had our differences, but it takes real moxie to turn up here alone.
Gör bak Poker Surat Merlinle ikimizin farklılıkları var ama onu buraya yalnız getirmek gerçekten zahmetli bir iş.
We have had our differences from time to time… but I still think you will make a good soldier.
Zaman zaman fikir ayrılıklarımız oldu fakat hala senin iyi bir asker olacağını düşünüyorum.
How do we achieve a peaceful coexistence in today's world despite all our differences in race, class and religion?
Günümüz dünyasında barış içinde bir arada nasıl yaşayabiliriz? tüm farklılıklara rağmen ırklara, sınıflara ve dinlere?
I know we have had our differences, but I want you to know… you have always been a worthy adversary.
Biliyorum aramızda anlaşmasızlıklar oldu ama bilmeni istiyorum her zaman değerli bir düşmandın.
You and I have had our differences, Alicia, but I have come to respect you,
Aramızda ayrılıklar vardı, Alicia ama ben sana saygı duydum
we will settle our differences as man to man, without the use of firearms.
şimdi aramızdaki sorunları erkek erkeğe halledeceğiz. Silah kullanmadan.
Our differences.
Farklılıklarımız olduğunu biliyorum.
Forget our differences.
Farklılıklarımızı unutmalıyız.
Embrace our differences.
Farklılıklarımızı kabulleniriz.
Our differences aside.
Farklılıklarımızı unutursak.
We have our differences.
Bizim farklılıklarımız var.
Results: 1498, Time: 0.0604

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish