Examples of using We can't take in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
We can't take out an armored truck during rush hour.
İş çıkışı saatinde bir zırhlı aracı ele geçiremeyiz.We can't take the chance.
Bunu şansa bırakamayız.We can't take any bets once the race is started.
Yarış başladıktan sonra bahis kabul edemiyoruz.Guys, we can't take much more of this.
Çocuklar, buna daha fazla dayanamayız.We can't take the chance.
We can't take all of these toys then.
Bunca oyuncağı götüremeyiz o halde.Too much to keep saying things that we can't take back.
Geri alamayacağımız şeyler söylemeye devam etmek için çok fazla.We can't take him back to the village.
Onu köye geri götüremeyiz.No, no, we can't take the chance.
Hayır, hayır, şansa bırakamayız.We can't take any bets once the race is started.
Üzgünüm efendim. Yarış başladıktan sonra bahis kabul edemiyoruz.We can't take the risk of going federal with this.
Federal mahkemeye gitme… riskini göze alamazsın.We can't take that hangar with no powers.
O hangarı güçlerimiz olmadan ele geçiremeyiz.We can't take that chance.
Bu şansı göze alamayız.Well… We can't take all of these toys then.
Bunca oyuncağı götüremeyiz o halde.- Pekala.We can't take her there.
Onu oraya götüremeyiz.We can't take that chance. Until we have the triggerman, we just track the device.
Tetikleyiciyi bulana dek aygıtı yalnızca izleyeceğiz. Şansa bırakamayız.Because we can't take you if anything happens to Doc.
Çünkü Doca bir şey olursa seni götüremeyiz.We can't take anything into the bedroom.
Yatak odasına hiçbir şey götüremeyiz.We can't take the chance that.
Bunu şansa bırakamayız.Hadji, we can't take you back.
Hacı! Seni geri götüremeyiz.
