CAN'T KEEP in Turkish translation

• devam edemem
• tutamaz
• tutamam
• tutamıyorum
• kalamaz
• tutamayan
• uzak tutamaz
• bu şekilde devam
• tutabilecek mi
• kalamıyor sürekli
• çekip çeviremem
• bakamayız

Examples of using Can't keep in English and their translations into Turkish

That Kraut can't keep his hands off you.
O Alman turşusu, ellerini senden uzak tutamaz.

You can't keep the tape!
Kaset sende kalamaz.

Can't keep the house clean.
Evi temiz tutamaz.

What are you… I can't keep her safe.
Ben de onu güvende tutamam. Sen nesin.

Can't keep doing this goddamn job all by myself. You coming?
Geliyorsun? Bu lanet işi tek başıma yapmaya devam edemem.

Duncan, we can't keep doing this.
Duncan, bu şekilde devam edemeyiz.

But Guy, I can't keep house!
Ama Guy ben evi çekip çeviremem.

Can't keep kids out of this place.
Çocukları buradan uzak tutamıyorum.

Reagan can't keep her from you forever.
Reagan seni sonsuza dek ondan uzak tutamaz.

But you can't keep Mikado.
Ama Mikado sende kalamaz.

Dr. Strange can't keep the portal open long.
Dr. Strange geçidi uzun süre açık tutamaz.

Can't keep these boys here all night. Ready to go.
Çocukları bütün gece burada tutamam. Gitmeye hazırım.

I just… I can't keep hurting people that I care about because of you.
Seni için, sevdiğim insanları üzmeye devam edemem. Ben.

We can't keep doing this, Hank.
Bu şekilde devam edemeyiz Hank.

We can't keep her.
Biz ona bakamayız.

I can't keep a secret?
Ben mi sır tutamıyorum?

We can't keep this kid.
Çocuk bizimle kalamaz.

And can't keep it in, can't keep my mouth shut.
Bazen bir şeyleri düşünüp… içimde tutamam, ağzımı tutamam..

Of course I do. That Kraut can't keep his hands off you.
Elbette seviyorum. O Alman turşusu, ellerini senden uzak tutamaz.

The police can't keep watch here all day.
Polis burada hergün nöbet tutamaz.