Examples of using Does not count in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
I cry when I cut onions, but this does not count.
Soğan kestiğimde ağlıyorum ama bu sayılmaz.Last night doesn't count?
Dün gece sayıImaz mı?Dwight, that doesn't count!
Dwight, geçerli olamaz!You does not count, Karin.
Değerin yok Karin.So my opinion doesn't count?
Yani benim fikirlerimin değeri yok mu?Package doesn't count?
Paketin bir önemi yok?What I want, who I am… does not count.
Ne istediğimin, kim olduğumun hiç bir önemi yok.I just want you to know-- this does not count as a first date.
Sadece bunun ilk buluşma sayılmayacağını bilmeni istiyorum.Hooray!- Throwing does not count!
Yaşasın.- Fırlatma sayolmaz!I cry when I cut onions, but this does not count.
Soğan doğrarken ağlarım ama o sayılmaz.That doesn't count? What?
Ne? O sayılmıyor mu?when a corps commander's life does not count.
bir komutanın canı hiç önemli değildir.licking the salt off of pretzels does not count as lunch!
öğle yemeği sayılmaz.Oh, I already asked for the machine to be turned off, so that one does not count.
Oh, zaten makinenin kapatılmasını istedim. Böylece biri sayılmaz.Those hotdogs don't count--I totally win!
Bu sosisliler sayılmaz, ben yendim!rodeo groupies do not count as ladies.
karavan leşleri hatundan sayılmaz.The last three years don't count because?
Son üç yıl sayılmıyor çünkü…?Unfortunately, you and Dad do not count as a lot of people.
Ne yazık ki, sen ve babam'' bir sürü insan'' sayılmaz.And Pablo is never more dangerous than when you almost have him. Close doesn't count.
Yaklaşmak sayılmıyor. Ve Pablo yakalanmaya yaklaştıkça daha da tehlikeli oluyor.Sneak attacks don't count!
Gizlice saldırmalar sayılmaz.
