DIFFERING in Turkish translation

• farklı
• ihtilafa düştükleri
• ihtilaf

Examples of using Differing in English and their translations into Turkish

God surely tries you in this way: He will make it clear to you on the Day of Resurrection what you were differing about.
Allah onunla sizi dener. And olsun ki, ayrılığa düştüğünüz şeyleri size kıyamet günü açıklar.

If a simple wire is connected between two points of differing voltage(forming a short circuit), current will flow
Eğer, basit bir tel, farklı voltajdaki iki noktaya bağlanır ise( kısa bir devre oluşturarak),

However, the differing calendars pose a certain problem for the church:
Ancak farklı takvimler kilise için belli sorunlar teşkil ediyor.

Nina Jablonski says that differing skin colors are simply our bodies' adaptation to varied climates
Nina Jablonski, farklı ten renklerinin sadece farklı iklimlere ve UV seviyelerine maruz

is interoperability with 10BASE-FL, supporting autonegotiation between 10 Mbit/s and 100 Mbit/s operation- a feature lacking in the official standards due to the use of differing LED wavelengths.
birlikte çalışabilir olması ve 10 Mbit/s ile 100 Mbit/s arası autonegotiationu desteklemesidir farklı LED dalgaboyu kullanımı yüzünden remi standartlarda bulunmayan bir özellik.

Serbian Prime Minister Vojislav Kostunica announced his own resignation and said the cabinet can no longer function due to the coalition partners' deeply differing positions on Kosovo.
günü erken saatlerde düzenlediği basın toplantısında kendi istifasını açıkladı ve koalisyon ortaklarının Kosova konusundaki derinden farklı tutumları nedeniyle kabinenin artık işlerliğini kaybettiğini söyledi.

a strong assimilationist stance on the integration of immigrants into Dutch society, differing from the established centre-right parties in the Netherlands like the People's Party for Freedom and Democracy.
ögeleriyle Hollandada kurulan merkez sağ partilerden( Demokrasi ve Özgürlükler için Halk Partisi ve Hristiyan Demokrat Canlanış gibi) ayrılmaktadır.

Differing views and solutions to national policy were encouraged based on the famous expression by Communist Party Chairman Mao Zedong:"The policy of letting a hundred flowers bloom and a hundred schools of thought contend is designed to promote the flourishing of the arts and the progress of science.
Başkan Mao Zedongun ünlü sözüne dayanarak('' Yüz çiçeğin açmasına ve yüzlerce düşünce okuluna izin verilmesi politikası, sanatın gelişmesini ve bilimsel ilerlemeyi teşvik etmek için tasarlanmıştır.''), ulusal politikalar hakkında farklı görüşler ve çözümler teşvik edildi.

There are differing thoughts on the topic of whether[Syrian President Dr. Bashar] Assad should stay or go. Principally Turkey thinks that Assad needs to go.”.
gitmesi konusunda farklı fikirler var. Esasen Türkiye Esedin gitmesi gerektiğini düşünüyor.”.

an unlimited number of discrete masses) leads to unphysical requirements for the required entropy and involves an unnatural number of temperature baths of differing temperatures.
Leads to unphysical requirements for the required entropy and involves an unnatural number of temperature baths of differing temperatures.

We have differed on many points, but you're somebody I do respect.
Pek çok açıdan birbirimizden farklı olsak da, sana karşı saygım büyüktür.

As for the Sabbath, it was made incumbent only on those who differed about its laws.
Cumartesi tatili, ancak onda ihtilaf edenlere( farz) kılınmıştı.

Rome differed from Greek city-states in allowing freed slaves to become Roman citizens.
Romada Yunan şehir devletlerinden farklı olarak serbest köleler vatandaş olabilirdi.

Target differs from report, and that thing is much bigger now.
Hedef rapordan farklı ve bu şey artık çok daha büyük.

And they will differ if they do as syllable from sound.
Ve yaparlarsa farklı olacaklar sesten hece olarak.

But you're somebody I do respect. We have differed on many points.
Pek çok açıdan birbirimizden farklı olsak da, sana karşı saygım büyüktür.

Chimpanzees' dna differs from ours By only 2%, for example.
Şempanzelerin DNAları bizimkinden% 2 farklı mesela.

The role of a doctor in the coroner's environment differs greatly.
Koroner ortamındaki doktorun rolü bu yönden çok farklı.

You will notice that the handwriting above differs from the signature.
Fark ettiyseniz üst taraftaki yazı karakteri imzadan farklı.

The doctor's version of when he administered the drug… greatly differed from that of Mrs. King.
Doktorun ilacı vermesini anlatışı bayan Kingin anlattıklarından çok farklı.