VIOLATING in Turkish translation

['vaiəleitiŋ]
['vaiəleitiŋ]
ihlal
violation
broken
violated
breach
been compromised
çiğnemekten
break
chew
to trample
violating
a chaw
masticating
ihlal etmekten
ihlal etmeden
çiğnediği
break
chew
to trample
violating
a chaw
masticating
ihlalden
violation
broken
violated
breach
been compromised
ihlali
violation
broken
violated
breach
been compromised
çiğnemiş
break
chew
to trample
violating
a chaw
masticating
ihlalinden
violation
broken
violated
breach
been compromised
çiğniyorsun
break
chew
to trample
violating
a chaw
masticating

Examples of using Violating in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Arrest your cousin for violating parole, and arrest Marius for murder.
Ve öyle düşünüyorsan Mariusu cinayetten tutukla. Şartlı tahliyesini ihlal ettiği için kuzenini tutukla.
I'm arresting you in charges of illegal loans and violating tax law.
Vergi hukuki ihlali ve yasadışı sözleşme imzalamaktan sizi tutukluyorum.
And your reason for violating our borders.
Ve sınırlarımızı ihlal etmek için sebebin.
You're under arrest for violating code 27!
Seni kod 27yi ihlalden tutukluyorum!
She was arrested for violating a TRO Keith had against her.
Keithin ona karşı çıkarttığı uzaklaştırma emrini çiğnediği için tutuklanmış.
While they are celebrating 150 years of independence. We are talking about violating Argentina's sovereignty.
Yıllık bağımsızlığını kutlayan Arjantinin egemenliğini ihlal etmekten bahsediyoruz.
Chairman Yoon Jeung-pyeong of Queens Group, who was arrested in March for violating the Act on.
Tutuklanan Queens Holding başkanı Ağırlaştırılmış Ceza Yasasını ihlal ettiği için.
I would say anyone packing a fat sack of beans is violating policy.
Üstünde o kadar bakla taşıyan herkes kuralları ihlal ediyor demektir.
Pointing your gun at me… is violating our mission.
Bana silah doğrultmak görev ihlali oluyor.
Violating station security.
Üs güvenliğini ihlal etmek.
You're under arrest for violating New Jersey penal code, promoting gambling.
Kumar oynatarak New Jersey ceza yasasını ihlalden tutuklusunuz.
you will be violating the law!
kanunları çiğnemiş olacaksınız!
We are talking about violating Argentina's sovereignty… while they are celebrating 150 years of independence.
Yıllık bağımsızlığını kutlayan Arjantinin egemenliğini ihlal etmekten bahsediyoruz.
Well, yeah, not without violating national security.
Eh, Evet, ulusal güvenliği ihlal etmeden değil.
If I give it back to you, you will be thrown in the brig for violating orders.
Eğer sana geri verirsem emir ihlalinden hapishaneye atılırsın.
Laura Sutton, you are under arrest for violating the Foreign Residency Act.
Laura Sutton, Yabancıların İkamet Yasasını ihlalden tutuklusunuz.
Violating a restraining order.
Bir uzaklaştırma emrini ihlal etmek.
Violating Federal secrecy laws?
Federal gizlilik kurallarının ihlali?
For violating the National Security Law.
Ulusal Güvenlik Yasasını ihlal etmekten tutuklusunuz.
You're breaking international law, violating the sovereignty of the consulate.
Uluslararası hukuku çiğniyorsun. Konsolosluğun özerkliğine saldırıyorsun.
Results: 236, Time: 0.0708

Top dictionary queries

English - Turkish