EASING in Turkish translation

['iːziŋ]
['iːziŋ]
kolaylaştırılması
easy
easily
simple
hafifletilmesi
sakinsin
calm
relax
easy
quiet
cool
chill
calmly
steady
down
just
kolaylaştırma
easy
easily
simple
hafifletilmesini
salıyorum
i'm releasing
this
i let
easing
lobe

Examples of using Easing in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Macedonia's foreign minister met with EU officials this week to discuss prospects for easing visa restrictions.
Makedonya dışişleri bakanı vize kısıtlamalarını hafifletme umutları hakkında görüşmek üzere bu hafta AB yetkilileriyle bir araya geldi.
Albania has announced plans to issue new passports that contain greater security measures, in hopes of easing restrictions on its citizens under the Schengen visa system.
Arnavutluk, vatandaşlarına Schengen vize sisteminde uygulanan kısıtlamaları hafifletmek umuduyla, daha büyük güvenlik tedbirleri içeren yeni pasaportlar çıkartma planlarını açıkladı.
China Foreign Equity Joint Ventures in 2000 and 2001, easing export performance and domestic content requirements.
ölçüde gözden geçirmiş ve ihracat verimlerini ve yerel içerik gereksinimlerini kolaylaştırdı.
The EU signed visa and re-admission agreements with five Balkan countries Tuesday, easing visa rules and fees for certain groups.
AB Salı günü beş Balkan ülkesiyle belli gruplara yönelik vize kuralları ve ücretlerini hafifleten vize ve geri kabul anlaşmaları imzaladı.
as well as EU support in education and easing the visa regime.
eğitimde AB desteği ve vize rejiminin kolaylaştırılmasıyla ilgili.
The International Crisis Group has recommended an easing of the EU visa regime for Western Balkan countries. ICG.
Uluslararası Kriz Grubu Batı Balkan ülkelerine yönelik AB vize rejiminin kolaylaştırılmasını tevsiye etti. ICG.
we can build bridges, roads, easing trade and our defence.
yollar inşa edecek ticareti ve müdafaayı kolaylaştıracağız.
air transport agreement with the United States, aimed at easing travel conditions.
ABD ile seyahat şartlarının kolaylaştırılmasını amaçlayan bir hava ulaşım anlaşması üzerinde de görüşmelerde bulunuyor.
MIDWEB helps potential emigrants with life-changing decisions and easing the migration process," Sarajevo project co-ordinator Irma Sadikovic told SETimes.
Saraybosna proje koordinatörü İrma Sadikoviç SETimesa,'' MIDWEB potansiyel göçmenlere yaşamlarını değiştiren kararlarla yardım ediyor ve göç sürecini kolaylaştırıyor.
With the easing of trade restrictions, next year we'Il start importing a Iot of strange things from Peking.
Ticari kısıtlamaların azalmasıyla gelecek seneye Pekinden çok ilginç şeyler ithal etmeye başlayacağız.
In proposing the amendments, the government argued that easing the requirement would harmonise Macedonian law with the European Convention for Citizenship Status, which Macedonia already ratified.
Değişiklikleri öneren hükümet, bu şartı yumuşatmanın Makedon yasalarını Makedonyanın çoktan kabul etmiş olduğu Avrupa Vatandaşlık Statüsü Konvansiyonuna uygun hale getireceğini savundu.
Along with easing the visa rules, Serbia is pushing to have its Stabilisation and Association Agreement(SAA) with the EU-- and an associated trade agreement-- unblocked.
Sırbistan, vize kurallarının yumuşatılmasının yanı sıra ilgili bir ticaret anlaşması olan AB ile arasındaki İstikrar ve Ortaklık Anlaşmasının önündeki engelin kaldırılması için de bastırıyor.
You selfishly twisted it to gratify your own need for revenge. But instead of easing his pain.
Eddienin acısını dindirmek yerine, bencilce… kendi intikam isteğini tatmin etmek için onu kullanmışsın.
Easing the flow of cerebrospinal fluid.
Omurgada ki kan akışını… azaltan, bir masaj tekniğidir.
The Bank of England is expected to announce later that interest rates will remain unchanged after lacklustre economic growth and easing inflation dampened speculation over a hike.
Bank of Englandın, yavaş ekonomik büyüme ve hareketlenen enflasyonun bir artış olacağı spekülasyonunu azaltmasından sonra yakında, faiz oranlarının değişmeyeceğini açıklaması bekleniyor.
unsustainable turbo-charged pre-crisis growth, with very little due to an easing of growth potential in developing countries.
güçlü büyüme sürecinin soğumasından, çok azı da gelişmekte olan ülkelerdeki büyümem potansiyelinin gevşemesinden kaynaklanıyor.
Israeli Defence Minister Ehud Barak held talks with senior Turkish officials in Ankara on Sunday(January 17th) aimed at easing recent tensions between the two allies.
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, ülkesiyle Türkiye arasında son dönemde ortaya çıkan gerginlikleri yumuşatmak amacıyla 17 Ocak Pazar günü Ankarada üst düzey Türk yetkililerle temaslarda bulundu.
Serbian citizens, according to Rehn, will also benefit from an easing of EU visa restrictions.
Rehne göre, Sırp halkı AB vize kısıtlamalarının gevşemesinden de fayda görecek.
Italy's High Command sacked General Cadorna, and regained control by easing discipline and making concessions to the soldiers as the French had done.
İtalya Genelkurmay Başkanı, General Cadornayı azletti kontrolü tekrar eline almak için Fransızların yaptığı gibi disiplini. gevşetip, askerlere tavizler verdi.
Turkey's ruling Justice and Development Party(AKP) submitted to parliament Monday(April 7th) draft legislation aimed at easing current restrictions on free speech.
Türkiyenin iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi( AKP) ifade özgürlüğüne uygulanan mevcut kısıtlamaları yumuşatma amaçlı yasa tasarısını 7 Nisan Pazartesi günü meclise sundu.
Results: 70, Time: 0.09

Top dictionary queries

English - Turkish