GETTING CAUGHT in Turkish translation

['getiŋ kɔːt]
['getiŋ kɔːt]
yakalanma
collar
lapel
neckline
i got
close
neck-hole
yakalanmayı ve işini kaybetme riskini almazsın
almayacağını düşündüm bir daha işte yakalanıp
yakalanmak
collar
lapel
neckline
i got
close
neck-hole
yakalanmaktan
collar
lapel
neckline
i got
close
neck-hole
yakalanmadan
collar
lapel
neckline
i got
close
neck-hole

Examples of using Getting caught in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
That the only thing you're concerned about… Is getting caught.
Dert ettiğiniz tek şeyin yakalanmak olduğunu.
I have still got this. Without getting caught.
Hâlâ buna sahibim.- Yakalanmadan.
He had reason to fear getting caught for the shooting of Alexander Bradley in February.
Şubatta Alexander Bradleyi vurduğu için yakalanmaktan korkmak için sebebi vardı.
Even though the morning security is relaxed there is still a danger of getting caught.
Sabahki güvenlik gevşek hareket etse bile yakalanma tehlikesi yine de yüksek.
Yeah, seems like, getting caught was all part of The Plan.
Evet. Görünüşe göre, yakalanmak planın bir parçasıydı.
For the shooting of Alexander Bradley in February. He had reason to fear getting caught.
Şubatta Alexander Bradleyi vurduğu için yakalanmaktan korkmak için sebebi vardı.
Didn't exactly restore my interest. And getting caught in a flash flood.
Ilgimi eski haline getirdi sayılmaz. Ani su baskınına yakalanmak da.
Is getting caught. That the only thing you're concerned about… Ah.
Dert ettiğiniz tek şeyin… yakalanmak olduğunu.
It's not about getting caught.
Yakalanmayla alakası yok.
Getting caught wasn't part of the agreement.
Anlaşmamızda yakalanman yoktu ama.
Pa is gonna skin me alive for getting caught.
Babam yakalandığım için derimi yüzecek.
More like regret for getting caught.
Daha çok yakalandığı için pişman.
After getting caught in that meteor shower, The years leading up to it became something of a fog.
Meteor yağmuruna yakalandıktan sonraki yıllar benim için biraz bulanık.
Getting caught in vanaheim without my gear was a wakeup call. Workin' on my skills.
Vanaheimda teçhizatsız yakalanışım uyanmamı sağladı.- Yeteneklerimi geliştiriyorum.
Miguel getting caught isn't part of the lesson plan.
Miguelin yakalanması ders planımızın parçası değil.
For getting caught! I was only practicing!
Yakalandığın için. Sadece alıştırma yapıyordum!
Yeah, the only thing that people learn from getting caught.
Evet, yakalandıklarında insanların öncelikli öğrendiği şey.
Gilberto getting caught wasn't on me.
Gilbertonun yakalanması benim suçum değildi.
Would I risk getting caught?
Yakalanmayı göze alır mıyım?
Ould I risk getting caught?
Yakalanmayı göze alır mıyım?
Results: 220, Time: 0.0437

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish