I EXPLAINED in Turkish translation

• açıkladım
• anlattım
• izah ettim
• açıkladığım
• açıklamıştım
• açıkladığımı
• anlattığım
• anlatmıştım
• beni bir daha göremeyeceğini ve yagami lightı

Examples of using I explained in English and their translations into Turkish

I explained this to you at the briefing, sergeant.
Bunu size brifingde anlatmıştım, çavuş.

I explained how the numbers can affect… can affect our judgment of what real health is.
Rakamların gerçek sağlığın ne olduğu konusundaki yargımızı nasıl etkilediğini açıklamıştım.

Yes, I explained to the team leader at Villa Hermosa.
Evet, Villa Hermosada ekip liderine açıklamıştım.

But I explained to Mr Selfridge.
Ama Bay Selfridgee açıklamıştım.

Come on, Junior. I explained that to you.
Yapma Küçük,… onu açıklamıştım.

I explained this to you when you tried to replace Alla.
Allanın yerini almak istediğinde sana bunu açıklamıştım.

Yes, yes, I explained to the team leader in Villa Hermosa.
Evet, Villa Hermosada ekip liderine açıklamıştım.

Yes, I explained to the team leader in Villa Hermosa.
Evet, Villa Hermosada ekip liderine açıklamıştım.

Jesus. I thought I explained that to you.
Tanrım, sanırım bunu sana açıklamıştım.

I explained everything.
Her şeyi açıklamıştım.

I explained before.
Önceden açıklamıştım.

Yeah, I explained to Brooke.
Evet, Brookea açıklamıştım.

I explained in my letter over a week ago.
Bir hafta önce gönderdiğim mektubumda açıklamıştım.

If I explained everything, we would be here till I graduated.
Her şeyi anlatmaya kalkarsam, sene sonuna kadar ancak biter.

The one who didn't buy anything after I explained everything in the VIP room?
VIP odasında her şeyi açıkladıktan sonra hiçbir şey almayan mı?

As I explained to your wife last night.
Dün gece karınıza da açıkladığıma göre… şu anda ikinci kaptanım yok.

I explained that to your daughter.
Kızınıza da izah etmiştim.

I believe I explained to you how sensitive this case is.
Size bu durumun ne kadar hassas olduğunu açıkladığıma inanıyorum.

I explained that I lost my sister.
Kız kardeşimin kaybolduğunu açıklamışım.

I explained your mother as unknown.
Annene kızdığımdan sana açıklamak istemedim.