HAVE EXPLAINED in Turkish translation

• açıkladık
• anlattık
• açıklamalar yaptık
• açıkça
• açıklamıştım
• açıkladım
• anlattım
• açıklayabilirdi

Examples of using Have explained in English and their translations into Turkish

Have explained the situation. I'm sure the deputy secretary and Ms. Rayburn.
Bakan Vekili Harris ve Bayan Raybum durumu açıklamıştır.

Ms. Rayburn have explained the situation.
Bayan Raybum durumu açıklamıştır.

Could have explained that even traitors can be forgiven.
Hainlerin bile affedilmiş olabileceği açıklanabilirdi.

I have explained this to you, Hannah.
Bunu sana zaten anlatmıştım, Hannah.

I have explained.
Sana izah etmiştim.

I should have explained that.
Bunu belirtmem gerekirdi.

But the programme will recommence as soon as you have explained everything.
Siz herşeyi açıklar açıklamaz, program yeniden başlayacak.

And you have explained yourself as best you could, I guess.
Kendini çok iyi ifade ettin, sanırım.

I'm sorry, I should have explained.
Pardon. Durumumu açıklamam gerek… Açıklamıştın.

You have explained what you gained.
Sen bana ne kazandığını gösterdin.

Then why did you send Kirk aboard when you alone could have explained the truth?
Gerçeği tek başına kendin açıklamak varken, neden gemiye Kirkü gönderdin?

Look, I'm sorry, I should have explained.
Bak, uzgunum, Aciklamam gerekirdi.

We have explained all things in detail.
İşte biz, her şeyi açık açık anlattık.

They should have explained that Toydaria is a neutral system.
Toydarianın tarafsız bir sistem olduğunu açıklamaları gerekirdi.

I have explained to you.
Bunu sana açıklayacağım.

We have explained all things in detail.
Biz her şeyi açık açık anlattık.

I intended to, but as I have explained.
Ancak ben açıklamayı tasarlamıştım.

Your children have explained it all.
Çocuklarınız her şeyi açıkladı.

We have explained(things) in various(ways) in this Qur'an, in order that they may receive admonition,
Biz, öğüt almaları için Kuranda açıkladık. Ne var

We have explained in various ways in this Quran, for the benefit of mankind, all kinds of examples, but man is most contentious.
Andolsun biz bu Kuranda insanlara her çeşit misali türlü biçimlerde anlattık. Ama insan, tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.