TRYING TO BREAK in Turkish translation

['traiiŋ tə breik]
['traiiŋ tə breik]
kırmaya çalışıyorsun
bozmaya çalışıyor
zorla girmeye çalışan
eritme çabam

Examples of using Trying to break in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Plus, the amnesia would explain him trying to break back into Halawa.
Artı, hafıza kaybı Halawaya girmeye çalışmasını açıklıyor olabilir.
I'm kidding, just trying to break the ice!
Şaka yapıyorum, buzları eritmeye çalışıyorum!
Probably somebody trying to break in.
Muhtemelen birileri içeri girmeye çalışıyor.
He's getting greedy, trying to break the peace.
O açgözlü olmaya başlıyor, barışı bozmayı deniyor.
Monty spent the whole night literally trying to break Bryce in half.
Monty tüm gece Bryceı mahvetmek için uğraştı.
Trying to break that bridge of Montclair's.
Montclairin köprüsünü kırmaya çalışıyor.
In fact, trying to break through.
Aslında, kırmaya çalışıyor.
Ghosts are still at it, trying to break down the barrier.
Ruhlar hala orada, bariyeri kırmaya çalışıyorlar.
I'm either out seeking justice or trying to break 80.
Ya sokaklarda adalet dağıtıyorum ya da 80i kırmaya çalışıyorum.
Instead of trying to break Rubicon's encryption.
Rubiconun şifresini kırmaya çalışmaktansa.
You were seen trying to break in to his office just hours before that.
Birkaç saat öncesinde ofisine girmeye çalışırken görülmüşsün.
I know. Freddy York and his agent, Bill Patterson, trying to break Freddy's long-term contract.
Biliyorum. Freddynin uzun vadeli sözleşmesini bozmaya çalışıyor. Freddy York ve temsilcisi Bill Patterson.
Trying to break Freddy's long-term contract. I know. Freddy York and his agent, Bill Patterson.
Biliyorum. Freddynin uzun vadeli sözleşmesini bozmaya çalışıyor. Freddy York ve temsilcisi Bill Patterson.
I have found out that a few students are… trying to break the discipline of Gurukul a few students have been leaving the campus regularly and not returning on time.
Bazı öğrencilerin kuralları çiğnediğinin farkına vardım… Bu öğrenciler Gurukulun disiplinini bozmaya çalışıyor… Dışarı çıkıyor, ama kampüse zamanında dönmüyorlar.
Who died trying to break a record? You were hoping I would become one of the 85?
Siz benim rekoru kırmaya çalışırken ölen% 85lik kısımdan biri olacağımı mı umuyordunuz?
You were hoping I would become one of the 85% who died trying to break a record?
Siz benim rekoru kırmaya çalışırken ölen% 85lik kısımdan biri olacağımı mı umuyordunuz?
I spend my days trying to break the monotony of homemaking when there is nothing to home-make for!
Günlerimi ev işlerinin monotonluğunu kırmaya çalışarak geçiriyorum,… uğruna ev işi yapılacak bir şey yokken!
It means that your people are in my lab trying to break into the containment unit, and they don't know what they're frigging doing.
Adamların laboratuvarımda koruma ünitesini kırmaya çalışıyor demek. Ve ne yaptıkları hakkında en ufak bir fikileri yok.
UN and Kosovo police officers used tear gas and rubber bullets against those trying to break through barricades around the parliament building in Pristina.
BM ve Kosovalı polis memurları, Priştinedeki parlamento binası etrafındaki barikatları aşmaya çalışan kişilere karşı göz yaşartıcı bomba ve plastik mermi kullandı.
But if Beyonce simply answered one of my letters, I would stop trying to break into her house.
Ama Beyonce mektuplarımdan birisine cevap verseydi evine zorla girmeyi denemeyi bırakırdım.
Results: 59, Time: 0.0513

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish