Examples of using Could barely in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tull could barely follow them.
Tull onları zor takip etti.You could barely make it to class.
Sınıfla zor başa çıkıyordun.I could barely admit it to myself.
Kendime bile çok zor itiraf ettim.I could barely manage his grip to loosen the girl.
A disgusting man who could barely stand up.
Şişmanlıktan ayakta bile duramayan iğrenç bir insan.Could barely hold the gun, I was shaking so hard. No, I didn't.
A disgusting man who could barely stand.
Şişmanlıktan ayakta bile duramayan iğrenç bir insan.A disgusting man who could barely stand up.
Sismanliktan ayakta bile duramayan igrenc bir insan.A disgusting man who could barely stand.
Sismanliktan ayakta bile duramayan igrenc bir insan.Could barely recognize him.
Onu zar zor tanıyabildim.I could barely feel his pulse.
Nabzını da zor alıyorum.We could barely stop the Shadows.
Gölgeleri bile güçlükle durdurduk.I mean, he could barely say his own name.
Yani, kendi ismini bile zar zor söylüyor.I was so nervous, I could barely hear Claire's pep talk.
O kadar gergindim ki Clairein bana moral vermek için yaptığı konuşmayı duymadım bile.My mom could barely handle me being gay.
Annem benim gey olmamı bile zar zor kaldırmıştı.Could barely hold the gun, I was shaking so hard.
Öyle titriyordum ki, tüfeği zar zor tutuyordum.A disgusting man who could barely stand up.
Duramayan iğrenç bir insan. Şişmanlıktan ayakta bile.An obese man. A disgusting man who could barely stand.
Obez bir adam. Ayağa bile kalkamayan iğrenç bir adam.A disgusting man who could barely stand.
Duramayan iğrenç bir insan. Şişmanlıktan ayakta bile.Last month, Ang could barely take the sight of me.
Geçen ay Ang bana bakmıyordu bile.
