CAUSING in Turkish translation

• sebep
• neden
• yol açan
• yarattığım
• yüzünden
• sebebiyet
• sebebi
• nedeni
• yaratmaya
• yaratmayı

Examples of using Causing in English and their translations into Turkish

Which is causing the rash.
Kaşıntıya da bu sebep oluyor.

She ever mention anyone causing trouble, threatening her, something like that?
Ona sorun çıkaran,… onu tehdit eden birinden falan bahsetmiş miydi?

I didn't expect to be punished for causing my mother's death.
Annemin ölümüne sebep olduğum için cezalandırılmayı beklemesem de işte cezamı çekiyordum.

They say they causing the cave-ins.
Göçüklere onların neden olduğunu söylüyorlar.

No… followed by an involuntary cough causing a shortness of breath.
Hayır ardından nefes darlığına sebep olacak istemsiz öksürük gelecek.

We need to get back to the wound without causing a response from its defense systems.
Savunma sisteminin karşılık vermesine neden olmadan yaralı bölgeye geri gitmeliyiz.

Causing you a lot of problems.
Çünkü bir sürü sorunun vardı.

She threatened me for causing her pain.
Onun acısına sebep olduğum için bana gözdağı verdi.

They blamed Tom for causing the accident.
Onlar kazaya neden olduğu için Tomu suçladı.

T-the same theory should work with methane hydrates… To extract the gas without causing tsunamis.
Aynı teori, tsunamilere neden olmadan gazı çıkarmak için metan hidratlarla işlemeli.

Causing you to miss that conference.
Konferansı kaçırmana neden olduğum için.

Not causing grievous injury or attempt to murder, your honor.
Asla… ağır yaralamaya sebep olma veya cinayete teşebbüs değil, Sayın Hakim.

Helium is an inert gas that diffuses without causing any harm.
Helyum, hiçbir zarara sebep olmadan yayılan bir soy gazdır.

For shaming them, for causing a scandal.
Bir skandala neden olmak için onları utandırmak için.

Could lead to… the artefact causing this ageing thing.
Objenin sebep olduğu yaşlanma olayını.

There's a group of vets running around town causing trouble.
Şehirde dolaşıp bela çıkaran bir grup gazi var.

Sorry for causing trouble.
Üzgünüm soruna neden olduğum için.

The union convenor causing all the trouble.
Başımıza dert açan sendika organizatörü.

Male causing disturbance at parking lot, corner of 9th and Figueroa.
Bir erkek parkta huzursuzluk çıkarıyor, Figueroa, 9.

Causing another person to die in a traffic accident, the punishment is imprisonment for 5 years.
Öbür adam trafik kazasına neden olmaktan 5 yıl hapse mahkum edilmişti.