TRYING TO KEEP in Turkish translation

['traiiŋ tə kiːp]
['traiiŋ tə kiːp]
çalışmasını sağlamaya çalışıyorum
uzak tutabilmek için
to keep you away from her
trying to keep

Examples of using Trying to keep in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Trying to keep things I have been obsessed with but I can't.
Her şeyi eski hâlinde tutmaya çalışmak için çok çaba harcıyorum ama… yapamıyorum.
I nearly broke both my arms trying to keep her level.
Onu düz tutmaya çalışırken, az daha iki kolumu birden kırıyordum.
Trying to keep people off the road, Jim.
İnsanları yoldan uzak tutmaya çalışıyorum, Jim.
This is just my mind, trying to keep me here.
Beni burada tutmaya çalışan sadece benim aklım.
Trying to keep the core of it secret.
İşin özünü gizli tutmaya çalışıyorlar.
Trying to keep in mind it's the 21st century and what's expected.
Yüzyılda olduğumuzu ve beklentileri akıllarında tutmaya çalışıyorlar.
Trying to keep a man.
O erkeği elde tutmaya çalışıyorlar.
Trying to keep me away from you.
Beni senden uzak tutmaya çalışıyorlardı.
Trying to keep some small connection alive between us.
Aramızdaki küçücük ilişkiyi canlı tutmaya çalışıyordun.
Trying to keep the story straight.
Hikayeyi düzgün tutmaya çalıştım.
Just… trying to keep peace on the lane.
Sadece sokağın huzurunu korumaya çalışıyorum.
I spent my whole career trying to keep bad people behind bars.
Bütün kariyerim boyunca kötü insanları hapiste tutmaya çalıştım.
Mike Winchell trying to keep the play-off hopes alive.
Mike Winchell play-off umudunu canlı tutmaya çalışıyor.
And I was caught in the middle, trying to keep us alive.
Ben de bizi hayatta tutmaya çalışırken ortada kaldım.
And all these doctors circling around my mother Trying to keep her alive.
Ve tüm o doktorlar annemin etrafını sarmış onu hayatta tutmaya çalışıyorlardı.
It's like trying to keep cats in a bucket.
Tıpkı kedileri bir kovanın içinde tutmaya çalışmak gibi.
Ain't nobody trying to keep you.
Kimse seni zorla burada tutmaya çalışmıyor.
Trying to keep some spare change in my boots.
Biraz bozukluk parayı çizmemde saklamaya çalışırım.
Trying to keep my father out of my bed since I was eight years old.
Sekiz yaşımdan itibaren babamı yatağımdan uzak tutmaya çalışmaktı.
Just trying to keep the fine senator out of harm's way.
Sadece Senatörü zararlı yollardan uzak tutmaya çalışıyordum.
Results: 188, Time: 0.0525

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish